SON DAKİKA
Hava Durumu

FİDAN HAN VE BÂLÎ BEY HAN  

Yazının Giriş Tarihi: 25.08.2022 18:18
Yazının Güncellenme Tarihi: 25.08.2022 18:18

Bursa şehri tarihsel süreçte, Osmanlı’nın devletleşme sürecinde merkez olması sebebiyle, hem şehrin merkezinde bulunan hanlar bölgesi ile hem de erken Osmanlı devrinin en karakteristik özelliklerini barındırması hasebiyle canlılığını ve ehemmiyetini her daim muhafaza etmiştir. Bursa şehri aynı zamanda Osmanlı’nın ekonomi ve ticari anlayışının da filizlenmeye başladığı şehir olarak, Osmanlı medeniyetinin ekonomik hayatına dair önemli ipuçları taşımaktadır.

Yazımızda inceleyeceğimiz Fidan Han ve Bâlî Bey Han, Fatih dönemi, yani 15. yüzyıl yapıları olmakla beraber, mimari unsurlarıyla döneminin mimari ve kültür arasında süregelen ilişkisini de gözler önüne sermektedir.

Hanlar mimari bir alana ait olmalarının yanı sıra sosyolojik olarak da irdelenmesi gereken eserlerdendir.  Hanların birer ticaret merkezi ve emniyetli bir yapı içinde gelişen ekonomik anlayışın odak noktası olması, han kavramına yönelik, farklı disiplinlerle birlikte incelenebilecek meseleleri de akıllara getirmiştir. Hanlar Osmanlı devletinde hem mimari özellikleri, hem de sosyolojik unsurlarıyla ihmal edilmemesi gereken eserlerdir.

      Fidan Han

 

Fatih’in vezirlerinden Hayrettin Paşa’nın oğlu Mahmut Paşa tarafından İstanbul’daki İstanbul Mahmutpaşa Külliyesi’ne vakıf olarak 15. yüzyılda yaptırılan Fidan Han, Mahmut Paşa Hanı ismiyle de bilinmektedir. Bir dönem handa fidan satılmasından dolayı ekseriyetle “Fidan Han” ismiyle anılmaktadır. Yine bir dönem hana yem için saman getirildiğinden ‘Saman Pazarı’ da olarak da anılmıştır. Fidan Han’da 1650’lerde çuhacıların yer aldığı bilinmektedir.

Kareye yakın bir iç avlu etrafında sıralanan iki katlı revak ile odalardan oluşan han, Bursa’nın en önemli hanlarındandır. Hana giriş, doğu ve güneyde bulunan iki kapıyla sağlanmaktadır. Güneydeki giriş mekânının üzeri aynalı tonoz örtü sistemi ile örtülüdür. Girişin doğu ve batısında bulunan merdivenlerle üst kata çıkılmaktadır. Hanın avlusunu çevreleyen iki katlı revak ayakları ve diğer kemerleri iki sıra tuğla, bir sıra moloz taş ile örülmüştür. Duvar sistemi almaşıktır. Arka cephede yer alan üç pencerede taş ve tuğlanın yanında mermer de kullanılmıştır. Alt kat revakları tonoz, üst kat revakları ise kubbelerle örtülüdür. Zemin katta 30 oda 18 mahzen olmak üzere 48, üst katta ise 50 oda bulunmaktadır. Handa her odada bir pencere mevcuttur. Yapılan onarımlarla yapının özgünlüğü kaybolmuştur.

Fidan Han’ın ortasında bulunan köşk mescidi ise avlunun ortasındaki şadırvan üzerinde inşa edilmiştir. 12 mermer sütun üzerindedir. Mimar Ekrem Hakkı Ayverdi bu mermer sütunların büyük bir ağırlığı çekemeyeceğini söyleyerek, mescidin aslının ahşap olduğunu yazmaktadır.

Mescit uzun yıllar on iki sütun, şadırvanın kenarları ve dolu bir temele oturan mermer merdivenlerden müteşekkil bir yıkıntı halinde kalmıştır. 1965 senesinde Bursa Eski Eserleri Sevenler Kurumu’nun öncülüğünde ve Ekrem Hakkı Ayverdi’nin projesiyle onarılmıştır. Mescidin aslına uygun olduğu gibi ahşaptan yapmak için lazım olan meşe keresteyi bulmak zor olduğu için, mescidin kâgirden yapılmasına karar verilmiş ve mescit bugünkü haline getirilmiştir. Onikigen bir formda olan mescidin merdiveni, mescidin kuzey tarafındadır. Merdiven boşlukları her iki tarafına üçer musluk yerleştirilmiştir. Abdest alma yerlerinin üzeri ahşap sundurmayla kapatılmıştır. Ahşap sundurma kiremit çatı ile örtülmüştür. Mescidin güneybatı yönünde sonradan yapıldığı belli olan iki kurnalı bir çeşme vardır. Köşk mescidin duvarları iki sıra tuğla, bir sıra düzgün kesme taş olmak üzere almaşık duvar tekniğinde örülmüştür. Hanın duvar örgüsüyle uyumlu bir görünüm arz etmektedir. Duvar örgüsü iki sıra kirpi saçakla son bulmaktadır. Mescidin çatısı kurşun kaplamadır. Altı penceresi bulunan mescidin dış cephesinde pencere üstlerinde sivri kemerler yer alır. En altta ve en üstte, pencere altlarında ve mihrabın etrafında; lacivert, beyaz ve kahverengi tonları kullanılarak yapılmış bitkisel bir bordür dolaşır. Mihrap, kavsarası hariç tamamıyla çiniden yapılmıştır.

Bâlî Bey Hanı

 

Bâlî Bey Hanı, Bursa’nın tarihte, ekseriyetle Rum halkın yaşadığı mahalle olan Balık Pazarı Mahallesi’nde, Okçu Baba Türbesi’nin güney tarafında yer almaktadır. Kapalıçarşı’daki ticari faaliyet için şehir dışından gelen yolculara hizmet etmesi amacıyla Kapalıçarşı’nın karşısına inşa edilmiştir. Fatih Sultan Mehmed ve 2.Bâyezid dönemi devlet adamlarından ismine oldukça aşina olduğumuz Malkoçoğlu Hamza Bey’in oğlu Bâlî Bey tarafından yaptırılmıştır. Tıpkı Fidan Han gibi vakıf olarak yaptırılan bu hanın gelirleri, yapıldığı dönemde Bâlî Bey’in Yenişehir’deki mescit ve imaretinin giderlerini karşılamıştır.  Bursa Şer’iye Sicillerinde bu hanın, hemen yanındaki türbede yatan ve Okçu Baba diye bilinen Nusret Paşa’nın vakıf arazisinde inşa olunduğu ve her sene bu vakfa yedi yüz yirmi akçe zemin mukataası[1] ödendiği anlaşılmaktadır. Uzun yıllar ticaret merkezi işlevi gören yapı, kimi zaman kullanım dışı kalmış ve faal bir şekilde çalışabilmesi için merkezî yönetimden yardım istenmiştir. Hanın doğusu iki, batısı yani yamaca yaslanmış durumdaki bölümü ise üç katlıdır. Geçmişte, batısındaki odalar kimi zaman ev olarak da kullanılmıştır.

Toplam altmış dört dükkân bulunan hanın her katında helâları bulunmaktaydı. Merdivenleri darbzenliydi ve avlusunun ortasında büyük bir şadırvanı vardı. Osmanlı arşiv belgelerinde, Bâlî Bey Hanı’nın, 1855 yılındaki büyük Bursa depreminde zarar gördüğü kayıtlı değildir.

Bâlî Bey Hanı, plan bakımından kendi devrinde inşa edilmiş diğer hanlardan kat sayısı ile farklılık göstermektedir. Hanın üç katlı, tek avlulu ve avlu çevresinde tüm katların revaklı bir şekilde planlanması, dönemi için oldukça ileri bir uygulamadır. Osmanlı şehir içi hanları arasında üç katlı olan ilk eserdir.

Yapının kalıntıları üzerinde yapılan sondaj kazıları ve restitüsyon projesinde hanın zemin katında bir taç kapı, taç kapının sağında ve solunda dokuz dükkânın bulunduğu görülmüştür. Yapının güney ve batı kanatları kayalık arazi üzerinde konumlandırıldığı için bu kısımlarda dükkân yapılamamıştır. Birinci katta tespit edilen hücre sayısı 24, ikinci katta 25, üçüncü katta ise 8 dir.

Bursa Kalesi’nin oturduğu kayalık zeminin hemen yamacında, batı ve güney yönlerinden eğimli araziye yaslanmış vaziyette inşa edilen binanın kuzey, güney ve batı kanatlarında, yer yer kayalar oyularak hücreler oluşturulmuştur. Yapı hakkında Bursa Kadı Sicilleri’ndeki en erken tarihli belge 1605 tarihlidir. Hanın senede sekiz bin beş yüz akçe ile Mustafa oğlu Mehmet adlı şahsa kiraya verildiği yazılmaktadır. 1634 tarihinde yapılan bir onarımda ise vakfın mütevellîsi İbrahim Bey ile hassa mimarlardan Üstad İbrahim’in keşfiyle, her üç kattaki hücrelerin tavanları, kapıları, pencereleri, ocakları, avludaki şadırvana gelen Pınarbaşı suyolları yirmi sekiz bin dokuz yüz on beş akçe ile tamir olunmuştur.

1748 tarihli bir belgede, hanın mütevellisi tarafından tamir edilmesi gerekirken olduğu gibi bırakıldığı ve binanın harabe haline geldiği yazılıdır. Dönemin mimarları onarmak için yeterli maddi desteği bulamamışlardır. 1889 yılında da çatıların kurşunları ve bazı yerleri altmış bin akçe gibi bir bütçe ile tamir edilmiştir. Yirminci yüzyıl başlarında posta arabalarının konakladığı ve şehrin posta hizmetlerini görmekte olduğu, daha sonra bazı bölümlerinin sığınak daha sonraları da kahvehane olarak kullanıldığı bilinen yapı, sonraki yıllarda terk edilerek harap olmuştur.

Hanın alt kısmında bulunan ve Bizans dönemine kadar uzanan mağara, Osmanlılar döneminde hanın daha inşa edilmediği dönemde, kent surlarının dışında kaldığı için önemsiz bir konumdaydı.  Bu mağaranın asıl amacının, önemli toplantıların yapılacağı veya önemli eşyaların saklanabileceği bir alan vazifesi gördüğü düşünülmektedir.

 

Kaynakça

 

Ayverdi, E. H. (1973) Osmanlı Mi‘mârîsinde Fâtih Devri 855-886 (1451-1481) III. 101. İstanbul:Fatih Cemiyeti.

Bağbancı, Ö. (2007). Bursa Hanlar bölgesi değişim ve dönüşüm sürecinin incelenmesi ve bölgenin korunması üzerine bir araştırma. Yayımlanmamış doktora tezi, Yıldız Teknik Üniversitesi, Fen Bilimleri Enstitüsü, İstanbul.

Dara, R. (2000). Saklı zamanlar. Bursa: Asa Basımevi.

Faroqhi, S. (1998). Osmanlı’da kentler ve kentliler (Çev. N. Kalaycıoğlu). İstanbul: Tarih Vakfı Yurt Yayınları.

Güler, S. (2020)."Bursa Hanlarında Mescidler". İSTEM, 35-17-39. https://doi.org/10.31591/istem.758701

https://www.bursaarastirmalarimerkezi.com/bali-bey-hani/

Sunay, S. (2007). Bursa Bali Bey Hanı. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 47, 115-130.

Vakıflar Genel Müdürlüğü. (1983). Türkiye’de vakıf abideler ve eski eserler III. Ankara: Vakılar Genel Müdürlüğü Yayınları.

[1] Osmanlı maliye sisteminde devlete ait arazi ya da gelirin bir bedel karşılığında kiraya verilmesi.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.