SON DAKİKA
Hava Durumu

BURSA’DA KÜÇÜK KIYAMET: 1855 DEPREMLERİ

Yazının Giriş Tarihi: 05.12.2023 10:33
Yazının Güncellenme Tarihi: 05.12.2023 10:33

Deprem bu toprakların acı gerçeği, biliyoruz. Bursa da bu gerçeği birçok kez tecrübe eden şehirlerimizden biri…
Dün sabah saatler öğlene doğru uzanırken, Mudanya merkezli gerçekleşen depremle yüreklerimiz ağzımıza geldi. Çok şükür bir can kaybı olmadı elbet ama bu toprakların acı gerçeğiyle bir kez daha yüzleşmek zorunda kaldık. Ansızın gelip de yine tüm dehşetini yaşattı bize bu gerçek.
Bursa bu gerçeği birçok kez tecrübe eden şehirlerimizden biri dedim. Gelin tarihte Bursa’nın tecrübe ettiği bu acı gerçekten belki de en şiddetlisini bir kez daha hatırlayalım.
Tarihte Bursa’da gerçekleşen yahut Bursa’nın etkilendiği birçok depremin yanısıra, 1855 yılında meydana gelen ve “Kıyâmet-i Suğrâ” yani küçük kıyamet olarak adlandırılan iki şiddetli deprem eşi görülmemiş bir tahribata yol açmış ve nice tarihi eserle birlikte, evler, sokaklar da zarar görmüş, ayrıca devrilen soba ve mangallardan ötürü Bursa’nın birçok yerinde yangınlar çıkmıştır. Bu depremlerin ilki 1855 senesinin Mart ayının ikinci gününde (kimi kaynaklara göre birinci), ikincisi ise 12 Nisan 1855 tarihinde gerçekleşmiş ve artçı depremleriyle birlikte Bursa’ya küçük bir kıyametin dehşetini yaşatmıştır adeta.
 Ahmed Cevdet Paşa, “Tezâkir-i Cevdet” adlı eserinde İlk depremin 11 Cemaziyelâhir 1271 / 1 Mart 1855 tarihinde gerçekleştiğini söylemektedir. Bu depremden sonra Bursa Mahalli Meclisince hazırlanan tutanak ise şöyledir; 
"Tarih 12 Cemaziyel-ahir, yer Bursa. Her zamanki gibi insanlar işlerine gitmiş, günlük iaşelerinin teminine çalışıyorlardı. Akşam saat altı sıralarında hava birden kararmaya başladı. Batı tarafindan gelen kapkara bir bulut tüm gökyüzünü kapladı. Şiddetlice esen rüzgar da her tarafi kasıp kavuruyordu. Şimşekler çakıyor, gök gürültüsü ile birlikte sağanak yağmur da bardaktan boşalırcasına yağıyordu. Saatler 9.15 'i gösterdiği sırada yer altından sanki top seslerini andıran gürültüler işitilmeye başlandı. Ahalinin belki de hiç birisinin o güne kadar rastlamadığı çok şiddetli bir deprem başladı ve bu deprem beş saniye kadar sürdü. Deprem Cumartesi’ye kadar devam etmişse de şiddeti önceki gibi olmamıştır". (BOA, İr.-DH, Nr. 20363, L. 2. Fi. IS Cemaziyel-ahir 1271.).
Bursa Mahalli Meclisince hazırlanmış bu tutanak ile 21 Mart 1855 tarihinde Dersaaddette devlet erkanı Bursa depremi gündemiyle toplanmış ve kayıtlardan anlaşıldığına göre deprem sonrası hasarı tespit etmek için Evkaf-ı Hümayun Nezareti tarafından görevlendirilen memurların ve mühendislerin derhal Bursa'ya gönderilmesi kararlaştırılmıştır.
Yapılan tespitlerde Orhan Gazi Camii’nin minaresi büyük ölçüde yıkılmış, imaret ve ambar da kısmen tahrip olmuştur. O dönemler o civarda bulunan bir mektep de yıkılmıştır. Osman Gazi ve Orhan Gazi Türbeleri de tahrip olmuş ve onarılması için vakit kaybetmeden çalışmalara başlanmıştır.
Ulucami’nin ise 1855 depremlerinde yirmi kubbesinden on sekizi hasar görmüş ve hasar gören kubbelerin tamiri mümkün olmadığından bu kubbeler 1856 senesinde topluca yıkılarak yeniden yapılmaya başlanmıştır. Ayrıca Ulucami içinde tahrip olan hat sanatının nefis örnekleri Evkaf-ı Hümayun Nezareti tarafından görevlendirilen hattat Şefik Bey gibi mühim hattatlar tarafından itinayla yeniden kaleme alınmış ve Ulucami’nin taşıyıcı unsurları da bir miktar yükseltilmiştir.
Yine hanlar bölgesinde bazı hanlarda çatlaklar oluşmuş, bazı hanların kubbeli bölümlerinde hasar meydana gelmiştir. Çarşı mevkiinde yangın çıkmış ve  birçok dükkan zarar görmüştür. Setbaşı, Irgandı ve Boyacıkulu köprüleri de depremler esnasında önemli ölçüde hasar gören yapılar arasındadır. Birçok binanın tamamen yıkılması sonucu sokaklar kapanmış, Bursa'nın su ihtiyacını karşılayan ana yolların da yıkılarak kullanılmaz hale gelmesi de şehirde suların  kesilmesine sebep olmuştur.
Emir Sultan Camii ve türbesi diğer yapılara nispeten daha az hasar görmüş ama imareti ve ambarı yıkılmıştır. Yeşil Cami ve türbesi ise fazla hasar görmeyen yapılar arasındadır. Depremleri az hasarla atlatan bir diğer yapı ise Muradiye Camii, türbesi ve imaretidir. Yine Hüdavendigar Camii az hasar görmüş ama türbe ve medrese ciddi bir şekilde hasar görmekten kurtulamamıştır. 
Bursa zamanla ayağa kaldırılmış ve yaşadığı küçük kıyametten sonra yeniden dirilmiştir dirilmesine ama deprem gerçeği her zaman tetikte beklemektedir.
En başta da dediğim gibi deprem bu ülkenin gerçeği. Daha geçen sene yaşanan depremlerle acımız taze iken, dün, talihin cilvesiyle bir kabusun kıyısından döndük. Ama tıpkı dün yaşanan deprem gibi nice depremlerin yaşanması an meselesi. Tarihsel süreçte de gördüğümüz gibi Bursa şehri de oldukça tehlikeli bir deprem kuşağı üzerinde. Benimse deprem mevzubahis olduğunda bahsetmeden geçemediğim bir şey var: Yatay mimari…
Hani birden bire olmaz da; tarihte olanlar da, geçen sene de, hatta 1999 yılının bir Ağustos gecesi tecrübe ettiğimiz dehşet de aklımızdayken yatay mimariyi daha çok mu konuşmaya başlasak? 
Tarihten okuduk, acı gerçek değişmiyor. Günümüz de, gelecek de bu acı gerçeğe karşı önlem almamız için  bekliyor!
Ne duruyoruz?

KAYNAKÇA
Besim Özcan, “Bursa Depremleri (2 Mart – 12 Nisan 1855)” Atatürk Üniversitesi, Fen – Edebiyat Fakültesi.
Mehmet Bedri Mermutlu, “Bursa Ulucami Yazılarıyla İlgili Tarihsel Belgeler, Hattat Şefik Bey ve Bir Mezar Taşı”, Şehrengiz Dergisi, Sayı, 16, 2011.
Neslihan Özaydın, “Arşiv Belgeleri Işığında 1855 Depremi ve Bursa Yapılarına Etkisi”, Uludağ Üniversitesi, İslam Tarihi Bilim Dalı, Doktora Tezi, 2017.

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.