Bir gün okyanusta yol alan bir gemi kaza geçirerek battı. Gemiden tek bir kişi sağ kurtuldu. Dalgalar bu adamı küçük ıssız bir adaya kadar sürükledi.

Rüzgardan yağmurdan ve vahşi hayvanlardan korunmak için ağaç dallarından ve yapraklarından bir kulübe yaptı.

Sahilde bulduğu gemiden arta kalan konserve pusula gibi eşyaları bu kulübeye koydu.

Günler hep aynı şekilde geçiyordu.Balık avlıyor, pişirip yiyiyor ve ufku gözlüyordu. Allahü Teala’ya dua ediyordu.

Bir gün tatlı su getirebilmek için yola koyulmuştu. Döndüğünde bir de ne görsün? Binbir emekle yaptığı ve tek tutunduğu dal olan tahta kulübesi alevler içerisinde cayır cayır yanıyordu..

CAN DOSTLARIM

Başına gelebilecek en kötü şeydi bu. Keder ve öfke içinde donakaldı. Artık bu ıssız adada başını sokabileceği bir kulübesi bile kalmamıştı.

Bu üzüntüyle Allahım bunu bana nasıl yapabildin diye feryat etti. O geceyi üzüntü ve keder içinde geçirdi.

O kadar dua ettiği halde bu olayı başına getirmesinden dolayı Allahü Teala’ya sitemler etti.

Ertesi sabah erken saatlerde adaya yaklaşmakta olan bir geminin düdük sesiyle uyandı. Onu kurtarmaya geliyorlardı.

Benim burada olduğumu nasıl anladınız? diye sordu bitkin adam kendisini kurtaranlara.

Cevap onu hem şaşırttı hem de çok utandırdı:

“Dumanla verdiğiniz işareti gördük”

CAN DOSTLARIM

Bu hikayeden sonra sizin aklınıza bu ayet-i kerime ve hadis-i şerif gelmedi mi ?

Bismillahirrahmanirrahim

Olur ki hoşunuza gitmeyen bir şey, sizin için hayırlıdır ve olur ki, sevdiğiniz şey de sizin için bir şerdir. Allah bilir de siz bilmezsiniz. Bakara Ayet 216

Allahü teâlâ, duanızı kabul eder. Dua ettim, hâlâ duam kabul olmadı diye acele etmeyiniz! Allah’tan çok isteyiniz! Çünkü kerem sahibinden istiyorsunuz. [Buhari]

CAN DOSTLARIM 

Cumamızın ve bayramımızın hayrlara vesile olması dileğiyle

KALIN SAĞLICAKLA