Hayatımızı idame ettirmemizi
sağlayan bazen de işimizi kolaylaştıran dünyalıkların en iyisi, en konforlusu olsun isteriz.Bir arabamı alacağız motor gücü yüksek,
kaza anında, fazla hasar görmeyecek, airbag roket hızında açılacak, sonrasında bize masraf çıkarmayacak konforlu bir araç olsun isteriz..Ev mi alacağız? Öncelikle konumu iyi, katı yüksek, en az 3 odalı, görkemi göz dolduran 1.sınıf malzeme kullanılmış ebeveyn banyolu gösterişli site içinde kamelyaları olan vs. bir ev olmalı..Bunlara sahip olmak için tüm ömrümüzü ve eforumuzu kullanabiliriz şüphesiz!
Herhangi bir ev aleti alırken de durum farklı değil..Kullanım kılavuzuna bakar, uzun ömürlü olacak malzeme ve görüntüsü iyi olanı tercih ederiz.
Aldığımız kıyafetler de hâkezâ! Aynı hassasiyeti gösterir ayaklarımıza karasular indi diyene kadar en güzelini arar buluruz... Madem ki alıyoruz en iyisi, en güzeli olmalı. Çünkü biz insanız ve buna değeriz.
Bu misalleri yüzlerce çoğaltabiliriz
CAN DOSTLARIM
Tabii ki bu saydıklarımız istediğimiz gibi olmasa da sonsuz hayatımızdan hiç bir şey kaybettirmez. Çadırda yaşayan da ömrünü tamamlıyor, tüm istekleri harfiyen yerine gelen sarayda yaşayan da!
Lâkin sorun şurada; Rüyâ âlemi olan dünyada bedenimizin ihtiyaçlarını menfaatimiz gereği hiçbir noktayı atlamazken, ya da ayağı aksak bir at gibi ulaşmak için çabalarken ebedi âlemin yolcusu ruhumuzun mutluluğu, aynı zaman da emr-i iâhi olan, Peygamber Efendimiz Aleyhisselam'ın gözümün nuru, dinin direği dediği namaz,
Cehenneme kalkandır dediği oruç, bir hurma tanesi ile de olsa cehennem ateşinden korunun dediği sadakalarımız, tesbihatlarımız, diğer dini vecibelere (vs)
gereken ihtimamı gösterebiliyor muyuz?
Allah'a sunulan her ne ise
en iyisi en güzeli olsun diye bir çaba bir gayretimiz var mı?
Mesela; Namazımız reklam aralarına dizi sonralarına alelacele kılınan bir namaz mı ya da alışveriş sevdasına terkedilip kazasını sonra yaparım dediğimiz bir ibadet mi?
ya da küçükken yarım yamalak öylesine öğrendiğimiz üzerine ilaveler yapmadığımız farzını, sünnetini, vacibini bilmediğimiz şekilde kıldığımız mı? Ya da arkası gelmeyen yarınlara ertelediğimiz mi?
Cevaplar kendimizde...
Hani bir söylem vardır... Allah'ın bizim ibadetlerimize ihtiyacı yok! çok doğru...
Ama bizim sonsuz saadetimiz için, en mükemmel, neden, niçin yapıldığının şuurunda her türlü ibadete ihtiyacımız var..hem de çok!
CAN DOSTLARIM
Ama alelade olanına değil, içerisinde tâdil-i erkanına riayet edilmiş, dil, kalb ve âzaların bütünleştiği, ihlas ile süslenmiş, meleklerin gıpta ile alıp gökler âlemine çıkartılmış olanına!
Bir paçavra gibi al buda senin olsun dercesine suratımıza atılana değil! (hafazanallah)
Bu hususiyetler, İmtihân ve hikmet gereği bizim menfaatimiz için...Çünkü titizlik göstererek ihlas ile yapılmış ibadetlerimiz, son nefeste, kabirde ilâhi huzur'da hesapta, sıratta, Cennette rahatımız için olduğunu unutmayalım.
Şâri-i mübin'in koyduğu kurallara uyduğumuz ve değer verdiğimiz kadar saadet-i dareyn'e nâil olmak mümkün olacaktır.
CAN DOSTLARIMA
Bunları öğrenmek için başvuracağımız mercii neresidir ?
Ve biz ne yapmalıyız?
Onun cevabı okuduğumuz Kur'an'ı Kerimi rehber edinmek, okuyup araştırmak ve hiç bir sünnet-i küçük görmeden ittiba ederek ahlak-ı muhammediye ile ahlaklanarak kulluk rotamızı çizmek, ibadetlerin hakkını vermek ile mümkün olacaktır...
HUZURULLAH'TA nasıl karşılanmak istiyorsak, ona göre
değer bulacak kıymetli ameller biriktirelim ve gönderelim inşallah!
Gayret bizden başarı Allah'tan!
VESSELÂM! KALINSAĞLICAKLA
HADİS
Abdullah b. Ömer (r.a.) anlatıyor:
“Allah Resûlü omzumdan tuttu ve şöyle buyurdu: ‘Dünyada (kimsesiz) bir garip gibi yahut bir yolcu gibi ol!’” (Buhârî)
AYET
Onlara dünya hayatını şu örnekle anlat: Gökten su indiririz de onunla yeryüzünde bitkiler yeşerip gürleşir, sarmaş dolaş olur; sonunda kuruyarak rüzgârın savuracağı çerçöp hâline gelir. Allah’ın her şeyi yapmaya gücü yeter.
Kehf süresi 45
MENKIBELER
Ebû Bekir Şiblî g, bir gün yolda giderken buldukları bir ceviz için kavga eden iki çocuk görür. Şeyh Şiblî, bu cevizi onlardan alıp:
“–Biraz sabredin de bu cevizi ikinize paylaştırayım!..” der.
Sonra cevizi kırar, fakat cevizin içi boş çıkar. Tam o sırada:
“–Eğer gerçekten paylaştırıp kısmet dağıtan biriysen, şimdi bunu taksim etsene!” diye bir nidâ gelir. Şiblî mahcub olur ve:
“–Bütün bu kavga, içi boş bir ceviz ve kuru bir «hiç» içinmiş!..” der.[1]
ALACAĞIMIZ DERS
İşte uğruna nice kavgaların yaşandığı dünya nîmetleri de, hakîkatte içi boş bir ceviz gibidir. İnsan, fânî hayat uykusundan ecel îkâzıyla uyanınca, onun ne kadar kısa, geçici ve boş olduğunu anlayacaktır. Bu fânî âlemde bir hiç uğruna katlandığı meşakkatler için pişman olacaktır. Kabirde pişman olunacak şeyler için dünyada insanların âdeta birbirlerini yemeleri, ne hazin bir aldanıştır!..
OKURDAN GELENLER
Yapılan ibâdet, taâtlerimiz yaratıcımıza sunulan bir hediye mesâbesindedir.
ALLÂH için yaptığımız tüm işlerimiz, ibâdet ve taâtlerimiz ne kadar mükemmel yaptığımıza inanırsak inanalım, yaptığımız ameller de, illâ ya maddi ya da mânevi bir eksiklik vardır.
Bize düşen en mükemmel bir şekilde Onun rızasını gözeterek, içtenlikle yapmaya gayret etmektir.
Velev ki, her şey mükemmel kusursuz gözükse de sunan "İNSÂN"...!
O'da nâkıs bir varlık olunca yaptıklarında eksik ve hatalar kaçınılmaz.
Ancak Erhamurrâhimin lütfuyla Kabul edeceğini Unutmamak gerekir.
SÜBHÂN yani; "noksan sıfatlardan münezzeh" olan hatalarımızı, kusurlarımızı setreden Rabb'imizin merhâmet-i olmasa, her şey bir hiç'den başka bir şey değildir. Onun içindir ki; yaptığımız hiçbir şey ile Övünmeyelim. Başkalarının yaptığı övgülerin nefsimizi halden hale sokmasına, şımartmasına fırsat vermeyelim. Aczimizi itirâf edip, yaptığımız işlerimizi İhlâs hamuruyla yoğurup göz yaşlarıyla tam kıvamına geldiğine inandığımız zaman, ellerimizi ulvilik âlemine açarak,
"YÂ RABB! !
YA RABB!
Kabul buyur ve benden razı ol"deyip, emâneti sâhibine teslim edelim.
Çünkü ALLAH (cc) kalplerin künhünü en iyi bilendir.
O Âdil'dir.
Hiçbir şeyi boşa çıkarmaz..!
MUSTAFA TELLİOĞLU
GÜNÜN SÖZÜ
İnsân'ın hayatına, kısa bir an dahi olsa, hasbel kader giren, gönlü güzel insanların, hayat akışımıza manevi olarak kattığı bir şeyler vardır... Bize kim olduğumuzu ya da olmak istediğimizi bulmamıza, bizde ki,eksiklikleri görmemize vesile olurlar.Bize öyle bir ayna olurlar ki; Bunu yüreğimizin derinliklerinde hissettirirler.
Hülâsa; Allah kimseyi, kimsenin karşısına, sebepsiz çıkarmaz.ilâhi bir hikmet vardır.Hayatımızda ki güzel insanlar, bize birer hediyedir.kıymet bilmek gerek!
VESSELÂM !