Bunu daha önce kaç defa yazdık bilmiyorum ama her sene bu tarz bir köşe yazısını yazıyorum ancak her seferinde daha ne kadar kötü olabilir ki diye düşünüp ekliyorum “Düzelicez inşallah”
Günler geçiyor, seneler geçiyor, saatler geçiyor ancak gram düzelme söz konusu olmuyor. Ömer Furkan Banaz yönetimi kulübe ciddi katkı koyup, hiçbir şekilde alacak yazmadan ayrıldı. Bunu kendileri de söyledi ancak o dönem sürekli istifa etsinler diye sosyal medya ortamında yazılmayan kalmadı. Öncesinde Emin Adanur ve yönetimine de aynıları yazıldı. En başa dönersek Ali Ay ve ekibine de aynıları yazıldı. Önce seçenlere küfür edildi, sonra da kapısına gidip istifa etmesini sağlayanlara küfür ediliyor. Mesut Mestan başkanlığında ligin ikinci sırasında olan takımın hocasına “1 gol atıp galibiyete seviniyorsunuz” diye denmeyen kalmadı ve istifası istendi. Tazminat maddesinin dolmasına 2 maç kala yollandı ve Bursaspor geri gitmeye başlandı. Emin Adanur dönemi dilimde tüy bitti “İstifa etsin diye uğraşmayın, devre arası takviyelerle takımı tutsunlar” diye yine dinlenmedik bir de küfürler edildi. Banaz yönetimi için bir kere bile görüşmedim Banaz ile kaldı ki beni o dönem istenmeyen adam ilan eden bir yönetimdi kendileri sonrasında pişman olduğunu ilettiler ama sorun o değil “Gitmemeleri lazım, şehrin güvendiği bir yönetim ve borç ödüyorlar” dedik ama “Bizim adayımız var istifa etsinler daha iyi yönetim geliyor” dediler ve şimdi gelen yönetime de küfür ediyoruz. Afedersiniz de Recep Günay “Benim milyon dolarlarım var” dedi mi? Hepimiz biliyorduk mevcut yönetimin nereye kadar götğürebileceğini. Yaptıklarını asla tasvip etmiyorum ve desteklemiyorum ama şimdi eğri oturup, düz konuşalım. Mayıs ayında Olağan Kongre var ve bu kongreye kadar kim aday olabilir? Evet değişim şart. Kısa dönemde olsa yönetimin değişmesi, futbolcuların ödemeleri yapılmalı ancak beklentiyi yüksek tutmayın. Sonra gelene de küfürler edip, Mayıs ayında çıkacaklara korku vermeyelim…
Transfer tahtasının açılması bu dönemde hayal ötesi ancak transfer yasağının gelmemesini sağlamak kolay. Bunun için alacaklılarla görüşülüp, bir kısım ödemelerle bunun önüne geçebilir, Mayıs ayında gelecek yönetimin tahta çalışmasında onlara kolaylık sağlanabilir. Hala daha içimizde ki Bursasporluluk düşmeyeceğiz dese de bu takım düşme yolunda hızla ilerliyor. Son maçta yaşananların ardından alınacak cezalarla bu daha da net bir hale gelebilir. Ancak yılmamak, en dipten çıkabilmek için en kötüsü düşünülüp, bir an önce çalışmalar başlanabilir. Özellikle tahtanın kaldırılması için mevcut veya gelecek yönetimin şeffaf bir biçimde dosyaları adaylarla paylaşması, onların da çalışmalara başlaması lazım. Başkan seçilmeyince destek bitiyorsa o adayın zaten yeri olmamalı. Buradan da mevcut adaylara sesleniyorum. Futbolcuların alacakları var. 3 aday mevcut. Bu 3 aday madem ki aday olacak ne kadar alacak varsa en azından personellerin yeni yıl öncesi toplam rakam 3 aday arasında bölüştürülmeli. Mahalle takımına değil, Bursaspor’a aday olduklarını anlayıp en azından seçilip, seçilmeme kaygısı yaşamadan ellerini cebine atıp “Seçilsemde, seçilmesem de Bursaspor’â bu parayı bağışlıyorum” demeliler. Yoksa her sene iki branş kuracağım diyen adaylığını açıklayıp, hayallerinde bile göremeyecekleri gazetelere demeç vermeye devam edecekler. Ortalama 500.000TL bir parayı 3’e bölelim ve 165.000TL aday başına para düşüyor. Zaten bunu vermeyecek aday da bir zahmet aday olmasın oraya. Personelin sıkıntısı acilen çözülmeli, hatta gönül ister ki futbolculara da bu paralar verilsin. Onun da yolu parti il başkanları madem ki samimiler. Her adaylığı kesinleşen belediye başkan adaylarına “Bursaspor’a bağış yapma” zorunluluğu getirsin ki kendi seçimlerine alet ettikleri armaya biraz faydaları olsun. Her gelen genel başkan boynuna atkı takıp, Bursa sokaklarında turluyorsa en azından bedelini bu şekilde ödemiş olsunlar. Yaklaşan yerel seçimi bir kez olsun Bursaspor’a fayda sağlayacak bir hale getirebiliriz. Bu konuda da taraftara iş düşüyor. Bırakın belirli kesimlerin muhalif tavırlarını. Dönem tavır dönemi değil, destek toplama dönemi. Semt takımlarına ilçe belediye başkan adayları geldiğinde “Ben şu partiliyim, bu partiliyim o aday gelmesin, destek vermesin” diyeni gördünüz mü? Ben görmedim de…