Bursa’da 2019 yılından bugüne kadar rahim kanseri, lenf bezlerinin büyümesi ve çeşitli sebeplerle kemoterapi ve radyoterapi tedavisi gören 59 yaşındaki Sevginar Mutlu, idrar kaçağı sebebiyle de birçok doktorun kapısını çaldı. Ancak, gördüğü tedaviler ve yaşadığı sağlık sorunları sebebiyle hayati tehlikesi olduğu için ameliyat olamadı. Araştırmaları sonucunda Medicana Bursa Hastanesi Üroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Alkan Çubuk’a muayene olan Mutlu, duyduğu güzel haberle yeniden hayata bağlandı. Doç. Dr. Alkan Çubuk ve ekibi Mutlu’yu hayatının geri kalanında yanında gezdirmek zorunda kalacağı idrar torbasından kurtardı.
"Hiç kimse ameliyat etmek istemedi"
Tedavi sonrası yaşadığı mutluluğu paylaşan Sevginar Mutlu, "2019 yılında rahim kanseri, 2024 yılında nodüllerden ameliyat oldum. O arada da idrar kaçağı sebebiyle böbreklerimden ameliyat oldum. 2 sene önce doktorum Alkan Çubuk ile tanıştım. Allah ondan bin kere razı olsun. Ben ömür boyu idrar torbasıyla yaşamayı istemedim. Alkan hocam sağ olsun sorumluluğu aldı. Beni ömür boyu taşıyacağım idrar torbası ile gezmekten kurtardı" dedi.
"Normal bir ameliyatı kaldıramazdı"
Yapılan operasyondan bahseden Doç. Dr. Alkan Çubuk ise, "2019 yılında endometrium yani rahim kanseri sebebiyle geçirilmiş cerrahisi var. Ameliyat sonrasında hastalığı gereği aldığı bir radyoterapi var. Devamında yine bir radyoterapi öyküsü var. Daha sonra, lenf nodüllerinde bir hastalık ortaya çıkmış. Bunun için genişletilmiş lenf adenoidektomisi yapılmış. Karnında boydan boya yapılan bir kesiyle karnını içindeki bütün lenf nodülleri temizlenmiş durumda. Sonrasında yine kemoterapi ve radyoterapi uygulanmış. Çoğu karın içi kanser gibi hikaye bir yerde ürolojik komplikasyonlara sebep olmakta. İdrar kanalı, böbrekten mesaneye giden üreter dediğimiz kanallar geçirdiği ameliyatlar ve radyoterapilere bağlı olarak olması gereken gibi değil, iç kısma doğru dönüp daralmış ve idrar kaçağı ortaya çıkmış" dedi.
"Ömür boyu idrar torbası ile gezmekten kurtuldu"
İdrar kaçağı hem böbrek fonksiyonlarını tehdit ederken, hem de hayat kalitesini bozduğunu belirten Doç. Dr. Çubuk, "Biz ilk defa üç yıl önce Kırklareli’ndeyken karşılaşmıştık. Böbrekleri genişlemişti. Böbreklerini korumak için o dönemde bir nefrostomi katateri takıldı. İdrar sırtından iki tane tüpten dışarıya doğru alınıyordu. Böbrekten mesaneye giden kanala katater taktık. Bunu rağmen böbrek fonksiyonları yeterli düzeyde düzelmediği için kalıcı stent taktık. Devamında aldığı radyoterapinin etkisine bağlı olarak bir yıl sonra sol üreterde büyüme mevcuttu. İdrar yolu devamlılığını yitirmiş durumdaydı. Bu aşamada belki bir onarıcı ameliyattı. İdrar kanalını alıp mesaneyi yerine bağlamak ya da idrar kanalını kapatıp dışarıdan bir nefrostomi takmaktı. Ancak bu hasta ve bizler için oldukça zor. Belki de imkansıza yakın bir durumda olacaktı. Çünkü geçirilmiş cerrahiler ve radyoterapilere bağlı olarak o dokuya ulaşmak neredeyse imkansız gibiydi. Biz hastaya yine uzun süreli stent takma kararına vardık. Bu işlem de basit gibi görülse de çok basit olmayan bir işlemdir. Çünkü idrar yolunun bütünlüğü bozulmuş durumdaydı. 2 üroloji uzmanı arkadaş ameliyatı birlikte yaptık. Oldukça zorlu geçti bizim açımızdan. Ama sonuçta umduğumuz şeyi başardık. Açık ameliyata dönmeden idrar kanalının bütünlüğünü sağlamış bulunduk. Şu an hastanın idrar kaçırması yok. Büyük bir cerrahiden korunmuş durumda. Böbrek fonksiyonlarını korumak adına da idrar drenajını sağlayabilmiş durumdayız" diye konuştu.
"Stentle, hayat kalitesi arttı"
Stentlerin üroloji pratiğinde çok yaygın kullanıldığını ifade eden Doç. Dr. Çubuk, "Hepimizin gündelik pratikten çok kullandığı klasik double c stent dediğimiz yaklaşık 2 milimetre çapında idrarın kısmını stentin içinden, geri kalan kısmında stendin etrafından akışına imkan sağlıyor. Ancak bu tarz komplike durumlarda, büyük fistürlerde, çok şiddetli darlıklarda hatta kopmuş üreterlerde bu klasik double c stentler işimize yaramamaktadır. Daha uzun süre kalabilecek, daha geniş çaplı ve tamamen su sızdırmaz özellikli yani böbrekteki idrarı, etrafından hiç sızdırmadan mesaneye taşıyabilecek özellikte stentler kullanmayı tercih ediyoruz. Sevginar Hanım’da da kullandığımız bu özel stentlerden bir tanesidir. Bu stentlerin bize sağladığı en temel fayda idrar da su sızdırmazlık özelliği ve daha metalik bir özelliğe sahip olduğu için etrafta radyoterapi ya da cerrahi baskılara karşı direnebilmektedir. Böbreği koruyucu olarak katkı sağlamaktadır" şeklinde konuştu.
"Doktordan meslektaşına övgü"
Ameliyata giren doktorlardan Medicana Bursa Hastanesi Üroloji Uzmanı Doç. Dr. Ahmet Şahan ise, "Bir doktor gözüyle, bir cerrah gözüyle baktığımız zaman, işlemden önce biz Alkan hocamla konuşurken ya bunun hiç dokunmasa mı? diye bende düşündüm. Çünkü hastayı ameliyata alsak, hem cerrahi başarı oranımız çok düşük, hem de hastaya bir faydamız olacak mı? Olmayacak mı? Şüpheliydim. Ama işlemi gördükten sonra fikrim değişti. Orada kocaman bir açıklık olmasına rağmen, bir saatlik işlemle hastanın hayat kalitesini son derece düzelten, idrar kaçırmasını düzelten ve büyük bir cerrahiden kurtaran bir işlem. Görmemiş olsam böyle bir şeyin olduğuna inanmazdım. Ama Alkan hocamın eline sağlık. Bir doktor olarak gurur duydum" diye konuştu.
Yorumlar