Uzm. Dr. Özgür Ecemiş, H. pylori enfeksiyonunun toplumda sanılandan çok daha yaygın olduğunu belirterek, "Ülkemizde erişkinlerin yarısından fazlasında bu bakteri saptanabiliyor. Çoğu kişide sessiz seyretse de gastrit, ülser ve hatta uzun vadede mide kanseri riskine zemin hazırlayabiliyor" dedi.
Bakterinin çoğunlukla ağız yoluyla bulaştığını ifade eden Dr. Ecemiş, "Kişiden kişiye temas, ortak kullanılan mutfak gereçleri ya da hijyen yetersizlikleriyle yayıldığını görüyoruz. Hastalar en sık mide yanması, şişkinlik, ağız kokusu, geğirti ve bulantı gibi şikâyetlerle başvuruyor. Ancak her zaman belirti vermediği için tanıda endoskopi, nefes testi veya dışkı testi gerekebiliyor" diye konuştu.
H. pylori tedavisinde mide asidini baskılayan ilaçlarla birlikte iki antibiyotiğin 14 gün süreyle kullanıldığını belirten Ecemiş, "Tedavinin başarı oranı yüksek ancak ilaçlar düzensiz alınırsa bakteri direnç kazanabiliyor. Bu nedenle hastaların tedaviye eksiksiz uyması çok önemli" ifadelerini kullandı.
"Sigara ve alkol tedaviyi zorlaştırıyor"
Beslenme ve yaşam tarzının tedavide önemli olduğuna dikkat çeken Ecemiş, "Tedavi sürecinde sigara, alkol, aşırı baharat ve yağlı yiyeceklerden uzak durulmalı. Probiyotik gıdalar bağırsak florasını destekleyerek hastaların kendini daha iyi hissetmesini sağlayabiliyor. En önemlisi mide şikâyetleri uzun sürüyorsa mutlaka hekime başvurulmalı, çünkü erken tanı hayat kurtarır" diyerek sözlerini tamamladı.
Yorumlar