Bursa'da düzenlenen 'Sanatın İyileştirici Gücü' atölyesiyle kanser hastaları baharın, umudun ve canlılığın sembolü olan mevsim çiçekleri tasarımıyla farklı bir güne imza attı.
Haber Giriş Tarihi: 06.04.2024 11:03
Haber Güncellenme Tarihi: 06.04.2024 11:03
Kaynak:
Haber Merkezi
www.bursadanhabervar.com
1 -7 Nisan Kanser Haftası sebebiyle Medicana Bursa Hastanesi ve Kanserle Savaş Derneği işbirliği ile düzenlenen sanat atölyesine kanser tedavisi gören hastalar ve yakınları ilgi gösterdi. 'Sanatın İyileştirici Gücü' adı altında yapılan atölyede buluşan hastalar, baharın, umudun ve canlılığın sembolü olan mevsim çiçekleriyle tasarımlar yaparak farklı bir güne imza attı. Gördükleri tedavi sürecinden bir nebze olsun uzak kalan hastalar, sanatın kendilerine iyi geldiğini dile getirdi.
"Kanser korkulacak bir hastalık değildir"
Erken teşhiste kanser tedavisinin daha başarılı sonuçlara ulaşabileceğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, “Biz kanseri tedavi ederken, sosyal hayatın devam etmesi, moralin yüksek olması, aile hayatının bozulmaması ve sağlıklı tedavi sürecinin devam edebilmesi için hastaların her yönüyle hayatın içerisinde olmasını istiyoruz. Bütün bu hastaların kendi çabalarıyla, neye yetenekleri varsa, her şeyi yapabileceklerini göstermeleri gerekiyor. Kanser, korkulacak bir hastalık değildir. Kanser hastalarına tanı konulduğunda ve tedavinin ilerleyen dönemlerinde ister istemez endişe ve kaygı bütün hastalarda mevcut. Sadece derecesi ve düzeyi farklı olmakta. Bu tarz durumlarda psikiyatrı uzmanları, psikologlar ile çalışmaktayız. Ama bazen sadece uzman desteği almak yeterli olmuyor. Tabi ki yapılan sosyal faaliyetlerin hastaya çok büyük katkısı var. Biz Medicana’da kendi ünitemizde bu tarz sosyal faaliyetlere önem veriyoruz. Hastaların mutlaka sosyal etkinliklerde bulunabildiği kadar yer almasını istiyoruz. Bu hastaların hem sosyalleşmesini hem de kendine olan özgüvenlerini arttırıyor. Aynı zamanda hastalık sürecinde endişe ve kaygıları azalıyor. Hem kendi hayatlarında hem de aile hayatında pozitif etkiler oluyor. Mümkün olduğu kadar hayatta mutlu olabilmek adına çalışmalıyız, güzel işlerle uğraşmalıyız ve kendimizi mutlu etmeliyiz” diye konuştu.
Sanatın iyileştirici gücü
Hastalara destek olmak hedefiyle psikolojik yardım da veren Psikiyatri Uzmanı Dr. Ömer Öz ise “1-7 Nisan tarihleri arası Türkiye’de kanser haftası etkinleri düzenleniyor. Hastaların yapacağı aktivitelerden geri kalmaması için planlanan programlar çok önemli. Kanser dediğimizde bile insanlarda çok büyük endişe ve endişe oluşturabiliyor. İnsanlar kanser adını duyduğunda ruhsal olarak bir çöküntü içine giriyorlar. Fiziksel görünüşündeki değişikler, iş gücü kaybı, eğitimlerini bırakmaları ve çocuklarına bakmakta zorlanmalar kişilerde ciddi bir kayıp oluşturuyor. Bu kayıpla beraber daha çok mutsuz hissetme, geleceğe dair endişeli hissetme hem kendisi hem de sevdikleri için oldukça yorucu bir süreç oluyor. Ama bu süreçte biz psikiyatri hekimleri olarak hem psikoterapilerde hem de ilaç tedavileriyle aslında yaşadıkları bu zorlu süreçte kişilere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çünkü birçok inanışa göre üzülmemek, düşünmemek lazım deniyor. Ama böyle zorlayıcı bir durumda da üzülmüyor ve düşünmüyor olmak çokta mümkün değil. Kişilerdeki kayıpla beraber endişelerin olması aslında bir yere kadar olabilir. Çünkü bulunduğu konumu kaybeden ve geleceğiyle ilgili endişe eden bir insanın bu tarzda duygularını nasıl dışa vuracağını iyi tartması gerekiyor. O yüzden ruhsal destek oldukça önemli. Kanser tedavisi oldukça ilerlemiş durumda. İnsanların yaşam kalitesi eskisine göre iyi. Tedavi bittikten sonra hastalığım bir daha tekrarlar mı düşüncesi hastalardaki endişeyi arttırabiliyor. Bizim burada yaptığımız şey kişiler iyi olduktan sonra bile onlara bu ruhsal desteği devam ettirmek. Düzenli olarak psikoterapi ve ilaç takiplerinin aslında psikiyatri hastalarında tedaviye iyi geleceği etkisi olduğu gösterilmiş. Hastalar ilaç kullanacağım, psikiyatriye geleceğim kemoterapiye bir zararı olur mu diye düşünüyor. Ama herhangi bir zararı olmadığı aksine faydası olduğu gözlenmiş" dedi.
“Kanser hastaları asla pes etmemeli”
Hastalığını kabullenip hayata pozitif bakmayı öğrendiğini söyleyen hastalar ise, “Hastalığımı geçen sene mayıs ayında kendimi muayene ederken fark ettim. Hemen doktorumla görüştüm. Gerekli teşhisler yapıldıktan sonra Hemen kemoterapiye başlandı. Çok hızlı ilerledik. İlk süreçte alışma dönemi yaşadım. Kendimi her iyi hissettiğim gün normal rutinimi bozmamaya gayret ettim. Bu bana enerji ve motivasyon verdi. Sürekli geçecek olduğunu düşünerek motive oldum. Ve şu anda oldukça ilerlemiş en sıkıntılı kısımları geride kalmış olarak buradayım. Etkinlikler insanın motivasyonunu çok yükseltiyor. Bir şeyler üretmek, çaba göstermek, yeni ürünler ortaya çıkarmak insanın kötü anları unutmasını sebep oluyor. Ve daha pozitif bir alanda kalıyorsunuz Bu da tedavinin daha sonraki aşamaları için enerjinizi yükseltiyor" şeklinde konuştu.
"Sevgi paylaştıkça çoğalır"
Bursa Kanserle Savaş Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nermin Özkurt ise, "Bugün de hem baharın gelişi hem de hastalarımızla birlikte bahar çiçeği yapıp farklı bir ortamı paylaşalım istedik. Ev sahipliği için de Medicana’ya teşekkür ediyoruz. Bu tarz sosyal sorumluluk projeleri içinde olmak bizi gururlandırıyor. Sevgi paylaştıkça çoğalır, dertler ise paylaşıldıkça azalır. Hastalarımız ile bu mücadele için birlikteyiz” dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Kanseri yenme umutlarını sanatla şekillendiriyorlar
Bursa'da düzenlenen 'Sanatın İyileştirici Gücü' atölyesiyle kanser hastaları baharın, umudun ve canlılığın sembolü olan mevsim çiçekleri tasarımıyla farklı bir güne imza attı.
1 -7 Nisan Kanser Haftası sebebiyle Medicana Bursa Hastanesi ve Kanserle Savaş Derneği işbirliği ile düzenlenen sanat atölyesine kanser tedavisi gören hastalar ve yakınları ilgi gösterdi. 'Sanatın İyileştirici Gücü' adı altında yapılan atölyede buluşan hastalar, baharın, umudun ve canlılığın sembolü olan mevsim çiçekleriyle tasarımlar yaparak farklı bir güne imza attı. Gördükleri tedavi sürecinden bir nebze olsun uzak kalan hastalar, sanatın kendilerine iyi geldiğini dile getirdi.
"Kanser korkulacak bir hastalık değildir"
Erken teşhiste kanser tedavisinin daha başarılı sonuçlara ulaşabileceğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Nilüfer Avcı, “Biz kanseri tedavi ederken, sosyal hayatın devam etmesi, moralin yüksek olması, aile hayatının bozulmaması ve sağlıklı tedavi sürecinin devam edebilmesi için hastaların her yönüyle hayatın içerisinde olmasını istiyoruz. Bütün bu hastaların kendi çabalarıyla, neye yetenekleri varsa, her şeyi yapabileceklerini göstermeleri gerekiyor. Kanser, korkulacak bir hastalık değildir. Kanser hastalarına tanı konulduğunda ve tedavinin ilerleyen dönemlerinde ister istemez endişe ve kaygı bütün hastalarda mevcut. Sadece derecesi ve düzeyi farklı olmakta. Bu tarz durumlarda psikiyatrı uzmanları, psikologlar ile çalışmaktayız. Ama bazen sadece uzman desteği almak yeterli olmuyor. Tabi ki yapılan sosyal faaliyetlerin hastaya çok büyük katkısı var. Biz Medicana’da kendi ünitemizde bu tarz sosyal faaliyetlere önem veriyoruz. Hastaların mutlaka sosyal etkinliklerde bulunabildiği kadar yer almasını istiyoruz. Bu hastaların hem sosyalleşmesini hem de kendine olan özgüvenlerini arttırıyor. Aynı zamanda hastalık sürecinde endişe ve kaygıları azalıyor. Hem kendi hayatlarında hem de aile hayatında pozitif etkiler oluyor. Mümkün olduğu kadar hayatta mutlu olabilmek adına çalışmalıyız, güzel işlerle uğraşmalıyız ve kendimizi mutlu etmeliyiz” diye konuştu.
Sanatın iyileştirici gücü
Hastalara destek olmak hedefiyle psikolojik yardım da veren Psikiyatri Uzmanı Dr. Ömer Öz ise “1-7 Nisan tarihleri arası Türkiye’de kanser haftası etkinleri düzenleniyor. Hastaların yapacağı aktivitelerden geri kalmaması için planlanan programlar çok önemli. Kanser dediğimizde bile insanlarda çok büyük endişe ve endişe oluşturabiliyor. İnsanlar kanser adını duyduğunda ruhsal olarak bir çöküntü içine giriyorlar. Fiziksel görünüşündeki değişikler, iş gücü kaybı, eğitimlerini bırakmaları ve çocuklarına bakmakta zorlanmalar kişilerde ciddi bir kayıp oluşturuyor. Bu kayıpla beraber daha çok mutsuz hissetme, geleceğe dair endişeli hissetme hem kendisi hem de sevdikleri için oldukça yorucu bir süreç oluyor. Ama bu süreçte biz psikiyatri hekimleri olarak hem psikoterapilerde hem de ilaç tedavileriyle aslında yaşadıkları bu zorlu süreçte kişilere yardımcı olmaya çalışıyoruz. Çünkü birçok inanışa göre üzülmemek, düşünmemek lazım deniyor. Ama böyle zorlayıcı bir durumda da üzülmüyor ve düşünmüyor olmak çokta mümkün değil. Kişilerdeki kayıpla beraber endişelerin olması aslında bir yere kadar olabilir. Çünkü bulunduğu konumu kaybeden ve geleceğiyle ilgili endişe eden bir insanın bu tarzda duygularını nasıl dışa vuracağını iyi tartması gerekiyor. O yüzden ruhsal destek oldukça önemli. Kanser tedavisi oldukça ilerlemiş durumda. İnsanların yaşam kalitesi eskisine göre iyi. Tedavi bittikten sonra hastalığım bir daha tekrarlar mı düşüncesi hastalardaki endişeyi arttırabiliyor. Bizim burada yaptığımız şey kişiler iyi olduktan sonra bile onlara bu ruhsal desteği devam ettirmek. Düzenli olarak psikoterapi ve ilaç takiplerinin aslında psikiyatri hastalarında tedaviye iyi geleceği etkisi olduğu gösterilmiş. Hastalar ilaç kullanacağım, psikiyatriye geleceğim kemoterapiye bir zararı olur mu diye düşünüyor. Ama herhangi bir zararı olmadığı aksine faydası olduğu gözlenmiş" dedi.
“Kanser hastaları asla pes etmemeli”
Hastalığını kabullenip hayata pozitif bakmayı öğrendiğini söyleyen hastalar ise, “Hastalığımı geçen sene mayıs ayında kendimi muayene ederken fark ettim. Hemen doktorumla görüştüm. Gerekli teşhisler yapıldıktan sonra Hemen kemoterapiye başlandı. Çok hızlı ilerledik. İlk süreçte alışma dönemi yaşadım. Kendimi her iyi hissettiğim gün normal rutinimi bozmamaya gayret ettim. Bu bana enerji ve motivasyon verdi. Sürekli geçecek olduğunu düşünerek motive oldum. Ve şu anda oldukça ilerlemiş en sıkıntılı kısımları geride kalmış olarak buradayım. Etkinlikler insanın motivasyonunu çok yükseltiyor. Bir şeyler üretmek, çaba göstermek, yeni ürünler ortaya çıkarmak insanın kötü anları unutmasını sebep oluyor. Ve daha pozitif bir alanda kalıyorsunuz Bu da tedavinin daha sonraki aşamaları için enerjinizi yükseltiyor" şeklinde konuştu.
"Sevgi paylaştıkça çoğalır"
Bursa Kanserle Savaş Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Nermin Özkurt ise, "Bugün de hem baharın gelişi hem de hastalarımızla birlikte bahar çiçeği yapıp farklı bir ortamı paylaşalım istedik. Ev sahipliği için de Medicana’ya teşekkür ediyoruz. Bu tarz sosyal sorumluluk projeleri içinde olmak bizi gururlandırıyor. Sevgi paylaştıkça çoğalır, dertler ise paylaşıldıkça azalır. Hastalarımız ile bu mücadele için birlikteyiz” dedi.
En Çok Okunan Haberler