Seneler ilerledikçe basketbol altyapı ve spor okulu kültürü gerek oyuncular gerekse veliler olarak çok değişti ve değişmeye devam ediyor.
Aslında spor okulu ve altyapı şeklinde net bir ayrım yapılması ve bu ayrımların objektif şekilde, sporculara ve ailelere aktarılması gerekmektedir.
Yani sporcular basketbolu sosyal bir aktivite olması için mi yoksa performans sporcusu olmak için mi yapıyor?
Günümüzde artan spor okulları, rekabet ortamından etkilenerek, sporcularını bir gelir kaynağı olarak görmeye başlaması korkunç bir durumdur. Evet salon kiraları, antrenör ücretleri, diğer masraflar ülkemizin ekonomisini göz önünde bulundurduğumuzda sektörde ayakta kalmak için bunu böyle görmelerini biraz olsun normalleştirebiliriz. Atlanan en önemli kısım, oradaki gelir kaynağının çocuklar olduğu oldukça duygusal ve kırılgan yapıda olduklarıdır.
Özellikle küçük yaş grubu maçlarını izlediğimizde, antrenör sahada maçı kazanıp tribünde izleyen veliye şirin görünmek için ‘savaşta her şey mubah’ şeklinde basketbol oynatmaya çalışıyor. Küçük yaş gruplarıyla çalışan antrenörlerin önceliği çocuklarımıza doğru, saygılı bireyler olmalarına yönelik, kazandığında rakibini incitmeden ve küçümsemeden sevinmeyi, kaybettiğinde yine rakibini tebrik etmeyi öğretmeleri temel amacı olmalıdır. Bireyin yaşı ne olursa olsun kazanmayı kaybetmeyi bilmesi ve kabullenmesi çok kıymetlidir. Antrenör egosunu tatmin etmek için, asıl hedefi olan ileriye dönük sporcu ve doğru birey yetiştirme ilkesinden uzaklaştıkça basketbol bir adım bile ileriye gitmeyecek, günü birlik sevinçlerle veliler avutularak yapılan işten daha fazla para kazanmaya çalışmak olacaktır. Bu durum belki 70 farkla kazandığın rakip takımın yetenekli sporcusunun basketboldan uzaklaşmasına sebep olacaktır. Büyük resme baktığımızda, kazandığınız bir maçın aslında size uzun vadede nasıl zararlar verdiğini görmüş olacaksınız.
Günümüzde her yerimizi kaplamış olan günübirlik çözümler burada da karşımıza çıktı. Büyük resimleri görmeye ve detaylı düşünmeye başladığımızda umarım sadece para kazanmak için değil, bir şeyleri değiştirmek için çalışan antrenörler ile karşılaşırız.