Hayallerin ve ihtimallerin sonu yoktur. Geçtiğimiz haftasonu Tofaş tam olarak böyle bir maça çıktı. Kazanması halinde diğer maçların sonucuna bağlı olarak playoffa devam etmeye hak kazanacaktı ancak malesef acemice bir maç sonuyla bu şansı elinin tersiyle reddetti ve Galatasaray Ekmas karşısında uzatmalarda kaybettiği maçla sezonu kapatmış oldu.
Maça kötü başlamasına rağmen oyunda kalan Tofaş maç sonuna üç sayı önde girmeyi başarsa da faul hakkı olmasına rağmen Galatasaray’ın son hücumunda lise seviyesinde dahi yapılmayacak bir hatayla faul yapmamayı tercih etti ve topu da savunamayarak yediği üçlükle maçı uzatmalara taşıdı. Uzatmayı da sakin oynayamayan Tofaş sezonun kendi açısından bitmesine engel olamadı.
Tofaş Bursa şehrinin basketbol tarihi açısından en büyük yapı taşı olabilir. Bu köklü takım doksanlı yıllardaki başarıları, üst üste kazandığı Türkiye Basketbol Ligi şampiyonluklarıyla Bursa’daki her gence basketbol sevgisi aşılamış ve şehrin basketbol kültürünün oluşmasına en üst seviyede öncülük etmiştir. Üzücü kapanma kararına dek sayısız başarı hikayeleriyle dolu olan kulüp sonrasında yeni yapılanmasıyla 2017/2018 sezonunda finale kadar çıkmış ancak Fenerbahçe’ye yenilmişti. Sonrasında koç Orhun Ene’nin milli takıma geçmesiyle birlikte kulüpte görece istikrarsız bir süreç başlamış ve geçtiğimiz sezon Yunan koç Priftis’in kovulmasının ardından kulüp tekrar Orhun hocayla anlaşmıştı. Manek ve Doyle gibi önemli iki lig ortası ekleme ile ligi playoff potasında bitiren Tofaş lige çeyrek finalde havlu atmıştı. Peki 2023/2024 sezonu Tofaş için nasıl geçti, gelin birlikte değerlendirelim.
Sezon başında Manek, Doyle, Toure ve geçen senenin en skoreri Rob Gray’i kaybederek başlayan Tofaş kadroda yeni bir yapılanmaya gitti. Yabancıların yanında uzun süredir üzerinde emek harcadığı ve geçen sene de oyunu ve takımdaki rolü büyüyen Berke Büyüktuncel’în de kariyerini NCAA’de devam etme kararı alması, guard rotasyonunda önemli bir yeri olan Berk Uğurlu’nun da Beşiktaş’la anlaşması üzerine yerli rotasyonu da epey bir daralmış oldu.
Yeni kurulan kadroda Tofaş Şampiyonlar Ligi’nden bildiği deneyimli oyunculara yöneldi ve elindeki yerlilere güvenerek yeni bir yerli eklemesi yapmadı. Şampiyonlar Ligi’nde başarı hedefi olan bir takım için halihazırda kendini orada kanıtlamış oyuncularla anlaşmak makul görünüyordu ancak kazın ayağı defterde yazana pek uymadı.
Aslında sezon boyunca iki farklı Tofaş izledik. Avrupa’da ve Türkiye’de iki farklı takım gibiydi. Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale kalan takım, ligde ise çok istikrarsız ve hangi maçta ne yapacağı öngörülemez bir durumda oldu. Bunun benim nazarımda dört temel sebebi var.
Birincisi yabancı oyuncuların lig ve Avrupa arasındaki bariz ciddiyet ve istek farkı. İkincisi yerli rotasyonunun çok dar olması. Üçüncüsü ise takımın temel parçaları itibariyle çok yumuşak olması ve oyunun sertleştiği, kirlendiği her an kendini geri çekmesi. Dördüncüsü ise maalesef Tofaş’ın efsanesi Orhun hoca ve teknik ekibin geçen senelere nazaran formsuz olması.
Tofaş bu sene yabancı rotasyonundan Austin Wiley, Caleb Homesley dışındaki oyuncularından sürdürülebilir bir verim hiç alamadı. Cassius Winston zaman zaman skorerliğiyle maça etki etse de savunma sezon boyunca onun yumuşak karnı oldu. Önde baskısız kalan savunmayı toparlayacak derecede sert bi uzun rotasyonu da maalesef yoktu. Wiley hacimsel olarak pota altını kapatsa da gerçek anlamda bir çember savunucusu sayılır mı tam emin değilim. Zeljko Sakic ise sezonun şahsım adına en büyük hayal kırıklığıydı, ondan bildiğimiz performansından çok uzak adeta emeklilik turuna çıkmış bir veteran gibiydi. Jaleel O’Brien sezon sonuna doğru performansını yükseltse de maalesef yeterli değildi. Bu arada devre arasında takımın hücum sorunlarını çözmek için takım eski oyuncusu Marcus Denmon’a yöneldi ancak o da sakatlıklar yüzünden birkaç maç hariç neredeyse etki gösteremedi.
Yerli boyutu ise işlerin daha karmaşık hale geldiği yerdi. Geçtiğimiz sezon Berke’den büyük katkı alan Tofaş onu ve Berk Uğurlu’yu kaybedişinin ardından yeni bir eklemeye gitmemeyi tercih etti. Cengiz ve Ege gibi genç assetleri saymazsak takımda bu seviyelerde oyuna etki edebilecek sadece Tolga Geçim ve belki biraz Mustafa Kurtuldum vardı. Gençler sezon boyunca henüz hazır görünmezken Tolga sezon adına Tofaş için etkili görünen tek yerli oldu. Özellikle geçtiğimiz sene çok uzun süren sakatlığının ardından parkelere dönen Tolga bu sene sakatlık öncesine dönüş emareleri verdi ve gelecek sene Tofaş’ın kadro planlaması için en azından ümit veren bir parça oldu çünkü Türkiye Basketbol Ligi’ndeki esas belirleyici unsur yerli kalitesi oluyor. Son yıllarda oldukça daralan yerli havuzumuz neticesinde o havuzdan birkaç iyi parçayı kendine çekebilen kulüp doğru yabancı takviyeleriyle de başarılı olabiliyor. Malesef ki Tofaş bu sene dar yerli rotasyonunun acısını çokça çekti.
Peki gelecek yıl Tofaş’tan neler beklemeliyiz?
Yazının girişinde de bahsettiğim gibi bence Tofaş Bursa basketbolu için bir temel taşı. İddialı ve başarılı bir Tofaş, Bursaspor’dan Finalspor’a ve hatta kadın basketbol takımlarına dek ulaşacak bir enerjinin öncüsü olabilir. Yaratacağı basketbol sinerjisi şehrin gençlerini basketbola yönlendirebilir. Benim nazarımda Tofaş sürekli olarak Karşıyaka, Galatasaray ve Beşiktaş gibi Fenerbahçe ve Anadolu Efes’in ardından çekişen iki üç takımdan biri olmaya yetecek bir geçmişe, maddi duruma ve potansiyele sahip. O yüzden yeni sezon başlamadan önce önümüzdeki yılın planlaması şimdiden iyi bir şekilde yapılmalı. Son yıllarda uygulanan bildiğin tecrübeliye git stratejisinin çok işlemediği ortada. Takımın ihtiyaçları da açık; katkı veren yabancı ve yerli oyuncularını tutup, bir iki tecrübeli ve güvenilir tercihin yanına başarıya aç Tofaş’ı Eurolig’den önce bir basamak olarak görecek ve üstü için zorlayacak birkaç genç ve potansiyelli oyuncu bulabilmek. Geçtiğimiz sezon Merkezefendi’de oynayan ve sonrasında Baskonia’ya giden Ravgavopoulos ya da Bursaspor’dan Chicago Bulls’a giden Onuralp Bitim bunlara iyi iki örnek. Özgür Cengiz ve Ege Demir’in de seneye oyunlarının üstüne koyacağını varsaydığımız durumda Tofaş’ın önümüzdeki sezon layık olduğu yerde olmak için güçlü bir şansı olduğunu düşünüyorum. Yeterki bu senenin aksine oyuncu tercihlerindeki fayda isabet oranı arttırılsın. Orhun hocanın da biraz silkinip eski özgün ve üst seviye antrenörlük günlerine döndüğü takdirde Tofaş ondan beklediğimiz yerde hakettiği bir şekilde olacaktır ve olmalıdır. Çünkü Bursa basketbolunun başarılı bir Tofaş’a ihtiyacı var.
Bu arada Tofaş sezonu noktalamışken Bursaspor İnfo Yatırım da cumartesi günü Fenerbahçe ile tamam ya da devam maçına çıkacak ve kazanması halinde kendini Playoff’a atacak. Bu tamam ya da devam maçına doğru biletler hala satışta ve en azından şehrimizin bir takımının son sekize kalması için şehrin ve taraftarlarının desteğine ihtiyacı var. Haftasonu için henüz planı olmayan basketbolseverlere öneririm. O maç dolu bir salonda oynanmalı ve sezon Bursaspor İnfo Yatırım için devam etmeli.