Adaylar, aday olamayanlar, seçimler, seçilemeyenler, açılamayan transfer tahtası, yapılamayan transferler, yenilgiler, cezalar, seyircisiz maçlar, gelmeyen taraftar, verilmeyen penaltılar, sahada göremediğimiz heyecan, hevessizlik, yavaş yavaş yitirilen umutlar ve sonsuz bir kaybetme türküsü.
Sizi bilmem ancak sezon başından beri mağlubiyetlerden, seçimlerden, bir türlü açılamayan transfer tahtasından, hangi siyasinin Bursaspor’a destek verip vermediğinden, hangi büyük iş adamının takıma destek olacağından başka bir gündemi olmayan takımda son haftalardaki neredeyse imkansız da olsa yakılan umut kıvılcımı bana iyi geldi.
Bilirsiniz bütün kahramanlık filmlerinin biraz da bayat klişesidir, kahramanlar önce galip ve mağrurdurlar. İhtişamlı büyüklüklerinin ardından bir şeyler değişir, zorlanırlar, düşerler ve yalnız kalırlar. Tam o an izleyici çaresiz ve mağlup görünen kahramana bakar ve korkar, tam da öylesi bi anda kahraman olmazı oldurur, yapılmayacak bir şey yapar ve düştüğü karanlıktan daha büyük, daha ihtişamlı ve daha efsanevi bir destanla ayağa kalkar.
Kurulduğu 1963’ten bugüne Türk sporunda böylesi kahramanlıkların baş aktörlerinden Bursaspor da yarınki Kırklarelispor maçına tam olarak böyle bir dilemmanın içerisinde çıkacak. Kahramanımız Bursaspor TFF 2. Lig’de çıktığı üç maç öncesine dek çıktığı yalnız 26 maçın 3’ünü kazanabilmiş ve ligin sonlarına demir atmıştı. Ligin son üç haftasından iki galibiyet ve bir beraberlik çıkaran Bursaspor ligin kendisi için son 7 haftasına girerken düşme potasındaki en kritik rakipleri Serik Belediyespor (maç fazlasıyla) ve Altınordu’nun 11 puan gerisinde. Sezon başından beri ümit yabancı dilden bir kelimeymişçesine küme düşmesine kesin gözüyle bakılırken, Bursaspor son üç haftada taraftarlarını ve bu yeşil şehri bir imkansıza inandırmaya çabalıyor. Şehrin kenar mahallelerinde kesin düştük diye kendi aralarında dert yanan taraflarlarının aklında artık bir acaba var. Mümkün mü? Çok zor. Ama kahramanların filmleri tam da bu yüzden çekilmez mi? Filmin sonuna yaklaşırken, kahramanımız Bursaspor bütün kahramanların yapması gerektiği gibi ayağa kalkmak için direniyor. Yarın 14.00’da Yüzüncü Yıl Atatürk Stadyumu’nda filmin sonuna dair bir spoiler alacağız, Bursaspor’ungalibiyetten başka çaresi yok. Olacak mı göreceğiz.
Biliyorum, bu filmin sonu bize daha çok kan, ter ve gözyaşı vadediyor ancak insanoğlu işte içindeki o çaresiz ümit sayesinde yaşayabiliyor. Bu imkansıza inanabilmemizin temel sebebi eğer bu ligde bu filmi çekebilecek tek bir kahraman, tek bir jön varsa o da Bursaspor olduğu içindir. Diyelim ki olmadı; o zaman şapkamızı tekrar önümüze koyarız, aslında çok da sır olmayan hangi hataları yaptığımızı sorgular bi alt kümeden tekrar baştan başlarız. Çünkü Bursaspor oldukça, ümit hep olacak.