SON DAKİKA
Hava Durumu

GÖRMEDİM, DUYMADIM, BİLMİYORUM

Yazının Giriş Tarihi: 06.03.2023 22:39
Yazının Güncellenme Tarihi: 06.03.2023 22:39

“Görmedim, duymadım, bilmiyorum !”

 

Ne zaman gözlerin görmemesi gereken yahut görülmemesi istenen bir şeyler oldu mu, ya da duyulması muhakkak zararlı sözler söylendi mi, ya da bilinmemesi, bilinmesinden daha kolay hakikatler söz konusu oldu mu formül bellidir: "Görmedim, duymadım, bilmiyorum." Bu formül öyle tesirlidir ki, söylendiği andan itibaren söyleyen kişiyi tüm vicdani muhasebelerden kurtarır, kişi şahit olmamanın rahatlığını giyinir ve göğsünü gere gere bir kez daha söyler: "Görmedim, duymadım, bilmiyorum."

 25 Eylül günü, kaç milyonluk şehrin, şampiyon takımının gencecik çocukları zırhlı araçlarla oynanacak futbol müsabakası için stada girerken kimseler görmedi, duymadı, bilmedi. Müsabaka esnasında sahaya atılan ve çoğu kesici aletten ibaret olan materyalleri görmediler mesela, ya da saha kenarında ısınmaya çalışan futbolcuların çevik kuvvet kalkanları eşliğinde bekleyişlerini de. Tribünlerde açılan paçavraları da görmediler onlar...

 Ve 25 Eylül günü duymadılar da, atılan bölücü sloganları, edilen küfürleri ve en önemlisi İstiklal marşımız okunurken çalınan ıslıkları. Görmemeleri ve duymamalarının yanında  bilmeleri de beklenmezdi elbet. Bilmediler de... O gün Türk sporuna çalınan kara lekeyi ve bölücülük propagandasını bilmediler. Çünkü işlerine gelmiyordu!

 5 Mart günü ise Bursaspor taraftarı statta Türk bayrakları ile yerini aldı. Çünkü Bursaspor taraftarı için mühim olan yalnız Türk bayrağıydı. Bursaspor taraftarı göz bebeğinin, sahada ter döken ve göğüslerinde Türk bayrağını onurla taşıyan gencecik futbolcularının yanındaydı. 25 Eylül sonrası görmeyenler, bilmeyenler, duymayanlar nedense görmek, bilmek, duymak için pür dikkat kesildiler. Sanatçısı, bürokratı, aydını bir dakika dahi gözlerini ayırmadılar Bursaspor'dan ve onun taraftarından... 25 Eylül'de kör olup da, 5 Mart'da "aydınlananlar" her nedense Bursaspor'u ve hatta Bursa şehrini töhmet altında bırakmaktan geri durmadılar.

 25 Eylül'ü bile isteye görmeyenler, bilmeyenler ve  duymayanlar, Amerikan siyaset bilimcisi ve iletişim kuramcısı olan Harold Dwight Laswell'in 1948 yılında ortaya koyduğu ve kendi ismini taşıyan Lasswell iletişim modelini uygulamakta da o kadar yetenekliydiler ki; bu modelin üzerine inşa olunan, istenileni göstermeyi, duyurmayı, bildirmeyi, yani yerine göre ikna etmeyi, istenilene inandırmayı ve toplumu bu algılarla yönlendirme gayretlerini uygulamaya koyuldular.

 Bir zamanlar yine görmeyerek, duymayarak, bilmeyerek Bursaspor'un onurlu taraftarını siyasetin girdabına çekmek istediklerinden, bu kez görüp, duyup, bilerek aynı düşüncelerini farklı taktiklerle ortaya koydular.

 Eşit şartlarda görmek, duymak ve bilmek adil bir düşüncenin temelidir. Olanları tek bir bakış açısından tahlil etmek ise adil bir düşüncenin düşmanı.

 Görmeyenlere, duymayanlara ve bilmeyenlere inat, görüyor, biliyor duyuyor ve yeniden söylüyoruz: Renkli TV kanallarında barış narası atanlar, aynı narayı 25 Eylül'de de atmalıydılar. O zaman susanların şimdi konuşmalarındaki adaletsizlik ve meseleyi siyasete dayandırma çabaları art niyetten ibarettir.

 

Görüyor, duyuyor ve biliyoruz:

 

"Bursaspor Türkiyedir!"

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.