Hatırlar mısınız, mart ayında, bu köşede “Bursa’da Dünden Bugüne Tasavvuf Kültürü Adlı Esere Dair-1” adlı yazımda Bursa tarihine dair unutulmuş önemli bir çalışmayı, bir derleme eseri hep beraber incelemiştik
Sonrasında yine bu köşede başka konular üzerine konuşup, bu önemli eserin incelemesini bir miktar ertelemiştik. Aslında bu ertelemenin sebebi bizzat bendenizin bu eserin ikinci kısmını da tıpkı ilk kısmında olduğu gibi dikkatle ve gayet geniş bir şekilde inceleme arzusundan ibaretti. Bu arzum da ha bugün, ha yarın derken, bizi kış mevsiminin soğuğundan, yaz mevsiminin hararetine sürükleyiverdi.
Okuyucu af buyursun...
Aslında ilk yazım, bu önemli eserin “Tasavvuf Kültürü”nü ihtiva eden kısmını içeriyordu. Bursa tarihine ayrılmış ikinci kısmı ise hep beraber şimdi inceleyeceğiz...
Kitap hakkındaki detaylı bilgilerin de yine ilk yazıda bulunduğunu söyleyip şimdi hep beraber bu gecikmiş incelemeye başlayalım derim...
Kitabın ikinci kısmı Bursa özelindeki tasavvuf kültürünü içeriyor ve ikinci kısmın açılış makalesi ise Beşir Ayvazoğlu’nun kaleminden, pek manidar, pek hoş: “Bursa Hakkında Yazmak, Türk Aydınlarında Bursa Sevgisi Nasıl Başladı?” Beşir Ayvazoğlu’nun İslam sanatlarına dair yazılmış en iyi eserlerden biri olan “Aşk Estetiği” adlı eserini tavsiye etmeden geçemem... Muhakkak bir köşeye not edin derim.
İkinci makale ise tarihçi Mustafa Armağan’dan: Emir Sultan’ın Edirne’de Yanan Kandilleri” Bursa’nın manevi şahsiyetlerinden Emir Sultan’ın Buhara’dan Bursa’ya gelişini anlatıyor.
Hemen ardından Ömer S. Kurmuş’un “Bursa’da Dergâh Kütüphaneleri” adlı makalesi geliyor. Bugün büyük kısmı kaybolmuş bu kütüphaneleri tetkik eden bu makale, bu alanda araştırma yapan herkes için önemli bir kaynak.
Ardından Sezai Sevim hocanın “Bursa ve Yakın Çevresinde Kuruluş Devri Sultanlarınca Desteklenen Dervişler II (Orhan Gazi ve I. Murad Devirleri)” adlı makalesi geliyor ki, bu makale henüz bu kitaptan haberimin olmadığı geçen yıllarda karşıma çıkan ve bendenizin oldukça istifade ettiği bir makale. Bursa’nın kuruluş dönemindeki manevi iklimine ve Bursa’nın ruhunun bugünlere uzanan akislerine göz atmak için müthiş bir kaynak.
Kitabın devamında Hasan Basri Öcalan hocanın “17. Asırdan Günümüze Bursa Dervişleri” adlı makalesi de az önce bahsettiğim Sezai Sevim hocanın makalesinin bir devamı niteliğinde adeta.
Burada izninizle bir es verip, küçük bir not düşmem gerekiyor. Sezai Sevim hocanın, Hasan Basri hocanın ve çalışmalarımda hiç bir zaman benden desteğini esirgemeyen saygıdeğer Doğan Yavaş hocamın Bursa tarihine dair çalışmaları oldukça mühim. Geçtiğimiz yıllarda hazırladıkları “Bursa Vakfiyeleri” adlı eser Bursa tarihiyle birlikte medeniyetimizdeki vakıf kültürüne dair alanında yazılmış en iyi eserlerden biri. Daima tavsiyemdir. Bursa tarihi mevzubahis olduğunda sizin de aklınızın bir köşesinde bulunsun derim.
Kitaptaki makalelerden bir diğeri ise geçtiğimiz yıllarda “Gerçek Tarih” dergisi bünyesinde beraber yazma şerefine nail olduğum Prof. Dr. Zafer Erginli hocanın “Bursa Tasavvuf Kültüründe Horasanlı Dervişler” üzerine yazdığı bir makale. Yine Bursa’nın kuruluş devrine ait iyi bir kaynak.
Ardından Banu Demirağ’ın “Eminiyye Tekkesinden Açılan Pencere” adlı makalesi geliyor. Bu makale ise Bursa’nın köklü ailelerinden Gökçenlerin geçmişinden yola çıkarak yazılmış “Manolya Ağacının Kökleri” adlı eserden derlemelerle Bursa’daki mesnevihanlık kültürüne dair önemli detaylar içeriyor.
Devamında ise tasavvuf hakkındaki çalışmaları yurt sınırlarını aşmış, önemli bir ilim ve aynı zamanda fikir adamı Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç’ın “Bursa’da Uşşâkîler” adlı makalesi geliyor. Mahmud Erol Kılıç’ın bazı eserlerinden bahsetmeden geçmek istemiyorum. Kendisinin yüksek lisans tezi olan “Hermesler Hermesi, İslam Kaynakları Işığında Hermes ve Hermetik Düşünce”, ardından doktora tezi olan “Şeyh-i Ekber
İbn Arabi Düşüncesine Giriş”in yayınevleri tarafından kitaplaştırılarak bu konunun meraklılarına eşsiz birer kaynak olarak sunulması ilim dünyamız açısından müthiş bir fırsat. Bu eserlerinin yanı sıra yazdığı “Sufi ve Şiir”, “Sufi ve Sanat” gibi nice eserleriyle birlikte gelenekçi ekolün önemli temsilcilerinden René Guénon’un Türkiye’de tanınmasının mimarıdır Mahmud Erol Kılıç.
Yine bu kitapta bulunan bir diğer makalede ise Salih Çift “Bursa’da Bektaşî Kültürü”nü irdeliyor ve ardından Sadettin Eğri “Bursa – Istanbul Hattında İki Sufi: Emir Ahmed Buharî ve Lâmiî Çelebi” adlı makalesi ile Bursa’ya dair iki mühim şahsiyeti bizlere aktarıyor.
Ardından Baha Tanman hocanın “Bursa ve Çevresinde Erken Dönem Osmanlı Tarikat Yapıları”nı ele alan ve aslında erken dönem Bursa için çalışılması elzem olan mühim bir konuya değinen makalesi geliyor. Mimarimizin geçirdiği değişimlerde geleneğin önemini ve erken dönem zaviyeli plan tipi cami örneklerimizin sosyolojik olarak da irdelenmesini hatırlatan güzel bir makale. Bursa’da ilk örnekleri görülen zaviyeli plan tipi camilerimizin tasavvuf kültürüyle ilişkisini bu köşede bir gün hep beraber incelemek istediğimi de belirteyim. Bakalım zaman ne gösterir...
Yine kitaptaki bir diğer makale Bursa’nın tarihi için oldukça kıymetli biri olan ve çalışmalarından daima faydalanılan Safiyüddîn Erhan Beyefendi’nin “Mehmed Muhyiddin Üftâde Hazretleri ve Külliyesi” adlı makalesi geliyor. Çehresinde eski Bursa’nın zarafetini görebileceğiniz Safiyüddîn Erhan Beyefendi’nin ömrüne bereket... Kendisinin Bursa’ya dair nice çalışmalarıyla bizleri aydınlatmasını saygıyla bekliyoruz.
Safiyüddîn Erhan Beyefendi’nin makalesinden sonra ise Uludağ Üniversitesi Sanat Tarihi bölümünün kurucusu Prof. Dr. Zeren Tanındı hocanın “Nakkaş Dervişler: Bursa’da Kazeruni Zaviyeleri” adlı makalesi geliyor. Bu makale yıllar önce saygıdeğer İsmail Naci Zeyrek hocanın başbaşa sohbetlerimizde bahsettiği ve benim de oldukça istifade ettiğim bir konuyla ilgili. Yeri gelmişken Zeren Tanındı hocanın danışmanlığında Naci Zeyrek hocanın kaleme aldığı “Çandarlı Ailesi’nin sanat hamiliği ve Bursa Ali Paşa Camii” adlı tez, Bursa tarihindeki en önemli akademik çalışmalardan biri. Yine aklınızda bulunsun derim.
Ardından yine kitapta İbrahim Benlioğlu’nun “17. Yüzyılda Bursa’da Yaşamış Sûfi Musikîşinaslar” adlı makalesi Bursa’nın tasavvuf kültürüyle birlikte tasavvuf kavramının sanata tesirine dair güzel bir kaynak.
Bu önemli kitabın sonralarına gelirken Erdoğan Erol’un Mevlâna Müzesi Hazine-i Evrak Arşivinde Bulunan Bursa Mevlevihanesi ile İlgili Belgeler” adlı makalesi geçtiğimiz aylarda yeniden ayağa kaldırılan Bursa Mevlevihanesi’nin tarihine dair birçok ipucu sunuyor.
Kitap Naci Bakırcı’nın “Konya Mevlâna Dergâhına Hediye Edilmiş Tarihi Bursa Kumaşları” adlı makalesi ile sona eriyor.
Kültürümüz ve Bursa tarihine dair nice kıymetli isimlerin çalışmalarının derlendiği bu önemli eser, unutulmuş nice eserlerin arasında şimdi. Hatırlatıp, bir nebze aktarabildiysem, ne mutlu bana.