Bugün ülkemizi bekleyen ve kamuoyunu ilgilendiren 14 Mayıs seçim süreci ekonomik, kültürel, sosyal ve en önemlisi psikolojik açıdan bizleri etkiliyor.

Seçim süreci ile ilgili kaygıların, endişelerin psikolojik alt yapısı ve duygusal sonuçları.

İnsanların kendilerini güvende ve huzurlu hissetmeleri için ihtiyaç duydukları temel düşünceler vardır.

Bunlardan biri de bizleri nelerin beklediğini, sonucun ne olduğunu bilmektir.

Sonucun ne olduğunu veya bir belirsizliği beklediğimizde insanlarda çeşitli psikolojik semptomlar görülmeye başlar. Bu semptomlara sebep olan en belirgin duygu ise kaygıdır. Kaygıya sebep olan belirsizlik seçime günler kala toplumda daha fazla kendini göstermeye başlayabilir.

Seçimle ilgili vaatler, hayaller, planlar kurulduğunda seçmenin umutlu bekleyişi artsa da, seçim sonuçlarına dair belirsizlik kaygı düzeyini günden güne arttırabilir.

Seçim süresince geleceğe dair umut, heyecan gibi duygular hissedilirken aynı zamanda gelecek kaygısı, seçim sonuçlarına dair endişeler ve belirsizlik seçim sürecinde insanları etkileyen kaygı düzeyini arttıran düşüncelerdir.

Seçimle ilgili kaygılarımızın yüksek seviyede ve belirsizlik üzerine endişelerimiz olduğu bugünlerde, hayatımızdaki sevdiğimiz bizim için değerli olan eş, dost ve aile üyeleri gibi kişilerle fikir ayrılıkları yaşayabilir hatta bu konuları konuşurken kalp kırıklıklar, ilişki zedelenmeleri yaşayabiliriz.

Bu ilişki zedelenmeleri seçim sonrasında yalnızlık, özlem, üzüntü gibi duygularla kendini göstermeye başlayabilir. Sevdiklerimizle 14 Mayıs’ta kimi desteklersek destekleyelim seçimlerimiz farklı da olsa yine aynı masada buluşacağımızı, mutluluğumuzu birlikte çoğaltacağımızı, acılarımızı birlikte azaltacağımızı, aynı şarkıları söyleyeceğimizi, aynı sokaklarda yürüyeceğimizi ve aynı ülkede yaşayacağımızı unutmamak gerek.

Seçim sürecinde kaygılı olduğumuzu nasıl anlarız?

Çoğunlukla stresli olduğumuz zamanlarda hissettiğimiz uykuya dalmada güçlük, gece uyanmaları, dikkatte azalma, odaklanma sorunları, kaygı seviyesinin yükselmesine bağlı olarak sebebi bilinmeyen öfke, mide rahatsızlıkları, sebebi bilinmeyen huzursuzluk, keyifsizlik, iştahsızlık ve iştahlılık gibi çeşitli belirtiler gözlemlenebilir. Kaygımızı azaltmak için seçim sürecinde ne yapabiliriz ?

• Seçime hazırlık süresince sizi olumsuz etkileyen haber kanalları, seçim propagandalarından olabildiğince kendinizi uzak tutmaya çalışın.

• Kaygı ve stresinizi arttıran konuşmalardan ve ortamlardan uzaklaşın. • Kendinize zaman ayırın. Sevdiğiniz hobilerinize zaman ayırın; kitap okumak, film izlemek, spor yapmak vb.

• Sürece dair sizi olumsuz etkilemeyecek kişilerle veya psikoloğunuzla duygularınızı ve kaygılarınızı paylaşın.

• Kaygılı olma belirtilerinizi gösteriyorsanız, duygularınıza ve bedeninize odaklanın. Kaygınızın nereden geldiğini sizi asıl endişelendirenin ne olduğunu bulmaya çalışın.

• Sonuçlara dair seçenekleri önceden planlamak kaygı düzeyini azaltan önemli bir etkendir. Seçime dair kaygılarınızla ilgili olası sonuçları değerlendirin sizin için olumlu ve olumsuz taraflarla yüzleşin iki durumun da sonucunu hayal edin.

• Kaygılı, stresli ve öfkeli olduğunuz anları bedeninizi fark ederek anlamaya çalışın fark ettikten sonra çeşitli gevşeme ve nefes egzersizleri ile duygunuzu stabil hale getirin.

• Seçim sonrasında sizi olumsuz etkileyecek yakınlarınızla görüşmek veya ortamlarda bulunmak için değişikliği veya kendiniz için olumsuz olan durumu kabullenmeyi bekleyin. Aynı anlayışı karşı taraf içinde gösterin. Seçim süreci toplum olarak stresli, kaygılı ve endişe verici bir süreç olsa da bu süreçte ruh sağlığımızı korumak, ilişkilerimizi zedelememek, olası sonuçları kabullenmek psikolojik ruh sağlığımız açısından en doğrusu olucaktır.

Bahsettiğimiz bahsetme becerileri ile bu süreci daha kolay atlatabilir kaygılarla başaçıkabilirsiniz. Baş etme becerilerini hayatınıza adapte ettiğiniz halde duygu durumunuzda olumsuz bir ilerleme gözlemliyorsanız bir uzmanla görüşmekten çekinmeyin.

Psk. Neyran Değirmenci