Seçime, iki gün kaldı. Geri sayımda sona yaklaşılırken adaylar ve partililer seçmenlere son sözlerini söylüyorlar. Hasat zamanı, Pazar akşamı vaatlerin seçmede ne kadar karşılık bulduğunu hep birlikte göreceğiz...
Dünkü yazımda CHP Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey tabiri caizse, suya ihtiyacı olmadan kuyuyu kazanlardan ifadesini kullanmıştım. 2019’da seçimi kaybetmiş olmasına karşılık hep sahadaydı.
Doğal yasalar, değişmeyen yasalardır ve her yerde işler!
Pazar akşamı herkes ektiğini biçecek. Ekme ve biçmenin üç kuralı:
1- Ne ekersen onu biçersin.
2- Ektiğini her zaman sonra biçersin.
3- Her zaman ektiğinden fazlasını biçersin.
Ekme ve biçme konusunu ele alınca Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz’dan söz etmeden olmaz. Geride kalan 5 yıl içerisinde ektiğinin (yaptıklarının) karşılığını alacağından emin görünüyor.
Birlikte geçirdiğimiz 5 yıl içerisinde, kendi döneminde önce veya kendi dönemine ait yanlış gördüğümüz projeler üzerinde tartışmalarımız oldu…
Sular vadisi, Mollaarap, Cumalıkızık, Sinandede Kentsel Dönüşüm, Lojistik Merkez inşaatı ve kaçak yapılarla ilgili zaman zaman çok ağır eleştirilerimiz oldu. O, siyasi olgunluğundan ve nezaketinden hiç taviz vermedi. Yıldırım Belediye Meclisinde kararların büyük çoğunluğunun oy birliğiyle geçmesinde Oktay Yılmaz’ın olumlu tutumunun rolünü hiç kimse yok sayamaz.
Bu süreç içerisinde Yıldırım’a değer katacak doğru projelerini de parti ayrımı göstermeksizin hep destekledik.
Yerine karşı olmakla birlikte Mümine Şeremet, Mimar Sinan uymayan kütüphane, Naim Süleymanoğlu Spor kompleksi, Molla Yegân Çocuk Üniversitesi, Mevlâna Kentsel Dönüşüm Projesi, Balaban, endişemiz olmasına rağmen Cumalıkızık Orman Parkı gibi projelere destek verdik…
Gelecek döneme ait vaatlerini anlatırken imar uygulamaları ve kentsel dönüşümün daha ağırlıklı olduğunu görüyoruz. Yıldırım nüfus yoğunluğu bakımından Türkiye ortalamasının çok üzerinde. Kentsel dönüşümün en zor gerçekleşeceği bir alan olduğunu biliyoruz. Burada bazı endişelerimizin olduğunu daha önce de dile getirmiştik. Bir kez daha söylemek istiyorum. Kentsel Dönüşüm ada bazında değil bölge bazında olmalı. Bölgenin ihtiyaçları bir bütünsellik içerisinde ele alınmalı. Ada bazında dönüşüm olduğunda ön cephedeki parseller değerlerine değer katarken arkada kalan parseller aynı oranda değer kaybediyor. Bunu Sinandede örneğinde gördük.
Önümüzdeki dönemi bekleyen en önemli sorunların başında kaçak yapılaşmayla mücadele geliyor. Eskide insanlar oturmak için kaçak gecekondu yaparlardı, şimdi kaçak fabrikalar yapılıyor. Özellikle Samanlı ve Vakıf bölgelerindeki çok verimli tarım arazileri kaçak yapılaşamaya kurban edilmemeli…
Oktay Yılmaz, “Değerlerin şehri Yıldırım!” diyordu. Şimdi “Yıldırım için fazlası var.” diyor. Yıldırımlılar ne diyor? Bunun sonucunu hasat zamanı olan Pazar günü hep birlikte göreceğiz.