SON DAKİKA
Hava Durumu

Atatürk Spor Salonu İçin Çağrı

Yazının Giriş Tarihi: 13.08.2023 10:23
Yazının Güncellenme Tarihi: 13.08.2023 10:23

Kentin yaşam kültürünün ortak hafızasını oldubitti içinde yok etmesi dışında hiçbir fayda ile uyuşmayan Millet Bahçesi Projesi adeta başımıza kalan, istenmeyen bir misafir. Atatürk Stadyumu anılarının parçası olmuş herkes gibi ben de bu zorlama bahçe düzenlemesine kalbimi açamıyorum. Yerel yönetimde tepeden inme kararları hayata geçirmekten geri kalmayan bir anlayışın değil, var olan değerlerini korumayı ve yüceltebilmeyi başaran bir iradenin varlığı pek tabii ki layık olandır. Tam da buradan hareketle, 2020 yılında yıkılan ve kendi yerinde yeniden inşa edileceği karar mercilerince emin bir dille açıklanan, gel gör ki akıbeti yılan hikâyesine dönüşen Atatürk Spor Salonu teamülün ve zamanın gerekliliklerine uygun bir planla yeniden yükselmelidir. Böyle bir çağrının karşılık bulması Altıparmak’ın eski maç günlerinin gümbürtülü coşkusunu üzüntülü bir ah ile yâd eden kalabalıklar için anlamlı bir armağana isabet eder. Üstelik bu gibi bir girişim vadettiği anlam ile yeni salon projesinin romantik bir kamu harcamasından ibaret sayılamayacağı gerçeğini gözler önüne serecektir.

Yakın bir geçmişe kadar Tofaş, Oyak Renault ve Makospor’un altyapı yatırımlarına sıkışıp kalmış olan Bursa basketbolu, şimdi pek şüphesiz bir kulüp bolluğu ile parlıyor. Türkiye Basketbol Federasyonu verilerine göre, erkekler kategorisinde U14 39, U16 35, U18 ise 24 farklı kulübün katılımı ile oynanıyor. Kızlar kategorisinde boy gösteren takım sayısı da hiç az değil. U14’te 12, U16 ve U18’de ise 10’ar farklı kulübün mevcudiyeti dikkat çekiyor. Hal böyleyken, şehir merkezinde bulunan tek spor salonunun yaklaşık 200 seyirci kapasiteli Çekirge Spor Salonu olması eşyanın tabiatına ters düşüyor. 

TBL’deki istikrarlı organizasyonu sayesinde basketbol çevrelerinin övgüsünü mütemadiyen kazanan Finalspor’un iç sahada boş salonda oynamakla yetinmesi, kulübün şehir merkezine ve şehrin diğer cazibe merkezlerine uzak Naim Süleymanoğlu Spor Salonu’na mahkûm kalmasıyla, böyle bir kadersizlikle izah edilebilir mi?  

Kentin üst liglerdeki temsiline ev sahipliği yapan Tofaş Spor Salonu 1996 yılında planlanarak inşasına başlanmış bir yapı. Temelinin atılmasının ardından uzun seneler atıl vaziyette kalan salon inşaatı nihayet 2014 yılında tamamlanabiliyor ve salon bu yıl hizmete açılıyor. İnşaatın 18 yıl kadar gecikmesi, Bursa’nın modern mimarinin ürettiği tribün tasarımlarından nasibini alamamasına ve ancak 90’ların mimari öngörüsü ve standartlarını yansıtan bir salonla yetinmesine neden oluyor. Sahaya yakın olmak isteyen seyircilerin portatif çekme tribünlere kabul ediliyor olması, öyle sanıyorum ki makbul bir seyir deneyimi ile açıklanamaz.

Atatürk Spor Salonu’nun yerinde yenilenmesi fikri, bir de Bursa’nın kendi tarihini yaşatma beceresine sunacağı katkı üzerinden savunulabilir mi? Elit kulüplerin kendi kentlerinin sembolü konumunda olan salonlarda oynama kararlılığı başlı başına bir kültür taşıyıcılığına hizmet ediyor. Real Madrid, Palacio de Deportes de la Comunidad de adlı salonu 1960 yılından bu yana kullanıyor. Maccabi Tel Aviv’in mabedi Menora Mivtachim Arena 1963 yılında açılmış. Palau Blaugrana 1971 yılından beri Barcelona’nın hizmetinde. 1979 yılında inşa edilen Aleksandr Gomelskiy Universal Sports Hall CSKA Moskova’nın VTB Birleşik Ligi’nde hâlihazırda kullandığı salon olma özelliğini taşıyor.

Büyükşehir Belediyesi ve Mimarlar Odası Bursa Şubesi’nin birlikte tertip ettiği ve 114 farklı projenin değerlendirildiği Bursa Atatürk Spor Salonu Ulusal Mimari Proje Yarışması’nda kazanan 7 Ocak 2021 tarihinde açıklandı. Ne var ki, 1.000 seyirci kapasiteli bir salonun projeyi kazanması kamuoyunda büsbütün bir hayal kırıklığı ve memnuniyetsizlik kaynağı oldu. Atatürk Spor Salonu, 1972 yılında yaklaşık 800.000 nüfuslu Bursa’da 3.500 seyirci kapasitesi ile hizmete açılıyor. Aynı spor salonunun, nüfusun yaklaşık 3.500.000 olduğu bir ortamda 1.000 seyirci kapasiteli bir proje ile hayata geçirilmesi teşebbüsü başlı başına bir çelişki olmalı. Düşük seyirci kapasiteli bir spor salonunun, ancak eski yapının hatırlanmasına yardımcı olacak bir anıt niteliği taşıyacağı ve ne olursa olsun bir işlevsellik kazanamayacağı gün gibi aşikâr. Yapının, kültürel devamlılığı sürdürebilmesi ve sembol olma payesine layık görülebilmesi ancak üst liglerdeki maçlara ev sahipliğinde bulunma iddiasından geçer. Bunun için ise seyirci kapasitesi bakımından en az Tofaş Spor Salonuna alternatif yaratabilecek bir yeterliliğe kavuşturulması gerekir.

Atatürk Spor Salonu ve çevresindeki maç günü buluşmaları, Atatürk Stadyumu’na geri dönüş umudu ve motivasyonunu yeniden filizlendirebilecek bir tohum olabilir. Yeni salon projesinin en büyük hikmeti de belki tam olarak budur. 

YAZARIN DİĞER YAZILARI

    En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.