Bursaspor yoluna devam ediyor...
İyi oynuyor, kötü oynuyor ancak hedefine doğru yürüyor...
Camianın geneli bu kadar kaliteli ismin bir araya gelmesinden dolayı elbette güzel futbol, bol gol, seri galibiyetler ve sonunda hedefe ulaşmasını bekliyor. Ancak aylardır kendi adıma yaptığım çıkarımlardan net olarak söyleyebilirim ki bu liglerde alınacak her puan önemli ve maalesef bu liglerde futbol değil, galibiyet oynuyor. Sahada futbol oynayan nadir takım görürsünüz. Bu nadiratın içerisinde girmek önemli elbette. Kaldı ki 1. Lig dahil olmak üzere bu taraftar rakamlarına ulaşmanın hayalini bile kuramayan takımlar arasında 45.000 kişiye maç oynuyorsan bunun da beklentisi olacak. Kaldı ki güzel bir yönetim, 3. Lig'de olmayan teknik kadro. Bu hususta da yanlış anlaşılma olmasın. Teknik kadro derinliği de başka bir kulüpte yok!
Deplasmanda, olmayacak zeminde 1-0 galip geldik ve izleyen herkesin aynı fikirde olduğu kötü oyun, ancak 3 puan vardı sadaha...
Bursaspor kendisinden bekleneni sahada veremese de 5 ay önce kulüp başkanının "Bu gidişle kapatacağız" dediği ve İstanbul medyasının ağzından salyalar akıtarak "Tahkimden gelen karara göre kapatılacak" dediği takımın şimdi galibiyeti güzel futbolla gelmedi diye eleştirmek?
Arkadaşlar bizim yaptığımız en büyük hata zaten bu değil mi? Kendimizi sürekli kaf dağlarında görmek niye?
Rakiplerimizi küçümsüyoruz ancak biz bu lige düşmesek o takımlarla oynamayacağız. Bunun bilincinde hareket etsek mi artık?
Yatarak maç kazanma da var dediğimizde işitmediğimiz laf kalmıyor. Böyle bir kadro varsa neden yatarak maç kazanalım diyorlar. Haklılar...
Ancak sana gelen rakip 27 dakika yatarak 1 puan alıyor ve maç sonunda şampiyon olm uş gibi seviniyorsa demek ki bu ligin gerçekleri arasında buda var. Kabul etmemiz gerekmiyor mu? Alışalım demiyorum, kabul edelim. Bu işin sonunda hedefe gideceksek ister yatalım, ister atalım banane!
Eleştirinin dozunu iyi ayarlamak lazım. Yönetimin her bir ferdide memnun değil oynanan futboldan ancak gerçekleri görüyorlar. Tekrar, tekrar hatırlatmak istemem ama 5 ay önce kapanması konuşulan kulübün şimdilerde kötü oynaması eleştiriliyorsa bırakalım da sahada ki futbolcu, masada ki yönetici işini yapsın. Hesap sorma zamanı gelirse elbette ki taraftar da verdiği desteğin hesabını soracaktır, Allah o günleri göstermesin de tek derdimiz kötü futbol olsun.
KADIN CİNAYETLERİ VE SOSYAL MEDYA
Belki benim alanım değil ama kaç gündür uyku uyumuyorum...
Sosyal medya boyutu çok kötü yerlere doğru gidiyor. Birileri çıkıp diyor ki "İsrail bize savaş açacak, Amerika bizi hedefe alacak" yahu daha ne yapsınlar? Sosyal medya özgürlüğü kapsamında bağımlılığın dibine vurmuş vaiyetteyiz. Adamlar kurguladıkları her sistemi bize empoze etmeye başladı. İstediği şekilde gelecek nesilleri zaten yetiştiriyor. Çocukların hepsi özenti vaziyette büyüyor. Amerika'da yaşananlar ortadayken gençler Amerika hayali kurmuyor mu? Uyuşturucu, alkol, sapkınlık hepsi Amerika'da değil mi? Sen ne zannediyorsun ki? Sosyal medyada sen yeni, yeni Deep Fake duyarken adamlar 10 yıldır o videolar ile istediğini sana, bana, ona empoze ediyor zaten. Piskolojik ve ekonomik savaş başlattılar zaten. Siber savaşlar derken sen belki yapılacak siber saldırıları düşünüyorsun da adamlar bu şekilde istediğini elde ediyorlar. Şimdi bende burada bilmiş gibi konuşuyorum yanlış anlaşılmasın. Şerefsizin birisi çıkıyor ve iki ana kuzusunu sırf etkisinde olduğu şeyler için katlediyor. Hem de bunu Dünya'yı ayağa kaldıracak şekilde yapıyor. Birisi kalkıyor adama çarpıyor, öldürüyor annesiyle kaçıp kurtuluyor. Diğeri karısını sokak ortasında tekme, tokat dövüyor. Biliyor adam 3, 4 sene sonra zaten sokakta. İstanbul'da çeteler sokakları ele almış istediğini yapıyor. Hukuk sistemi zaten ortada. Bunlar hafife alınacak, iki gün sonra unutulacak şeyler değil. Bunlar herkesin içerisinde olan bir yara. Okullarda uyuşturucu, cinsellik, saygısızlık, hırsızlık, kumar ne yazık ki orta okul seviyesine düşmüş vaziyette. 7. sınıfta sevgilisine asıldı diye bir çocuk bıçaklanıyor. Orta okulda okula alınmadığı gerekçesiyle bir öğrencinin velisi okul basıp, müdür tokatlıyor. Bunların cezası ne? Gözaltı ve denetimli serbestlik...
Şimdi bunu duyunca ne oluyor?
Polisi katleden mahlukatı unuttuk bile bak. Ne oldu gencecik polisimize? Hatta o laneti karakola götürürken ortaya çıkan görüntüler yüzünden polise, devlete dava açmaya kalkan hainler var bu memlekette. İnsan hakları varmış...
Polis öldürülürken, gencecik kızlar katledilirken, İstanbul'un ortasında genç bir kıza tecavüz girişiminde bulunulurken, kurye kardeşimiz katledilirken insan hakları yok. Gerçi bizim insanımızda bir değişik. Orada adamlar olmasa belkide tecavüz edilip, öldürülecek kadın davacı olmuyor. 2 ay sonra haberi düşse Allah korusun kadın hakları diye ortalık ayağa kalkacak ama dava etmiyor. Kendi sonunu, kendisi hazırlıyor bazen insan oğlu. Düşünsenize bu nesil büyüyecek ve çocukları olacak. Ne diyeyim..
Herkes kendi evladından, ailesinden mesul. Çocuklarınıza, kızlarınıza sahip çıkın...