Apronda bekleyen kumrular gibi…
Deplasmanda bir maç oynadı Bursaspor…
Kimse “Neden yayın verilmiyor” demedi mesela. Kimse çıkıp “Bu takım neden zırhlı arabalarla stadyuma götürülüyor” demedi. Mesela ben hiçbir siyasiden “Sahaya o bıçak nasıl atıldı” dediğini de duymadım. Yahu 17 yaşında ki çocuklar sahaya ısınmaya çıkamadı ve bunu kendi taraftarı paylaştı. Bir Allah’ın kulu “Arkadaş İstiklal marşımız yuhalanıyor, pkk lehine slogan atılıyor” diye feryatta etmedi.
Bütün bunları bir siyasi, sözüm ona Atatürkçü dedi mi? Dediyse Allah aşkına beni de bilgilendirin…
Burada ki “Sözüm ona Atatürkçü” kelimesini yanlış yerlere çekmeyin diye açıklamasını da yapayım hemen…
Atatürk’ün izinde ki yoldan gidiyorsak eğer hep beraber biz o yolda sizi görmüyoruz. Sizin gittiğiniz yol ile bizimkisi çok farklı çünkü. Biz “Ne mutlu Türküm diyene” diye bağırırken, siz bize faşist diyorsunuz. Biz yine “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” diye tezahürat yaparken siz yine “Vandallar” dediniz. Biz anlamadık şimdi Atatürkçü düşünce sizde mi? Bizde mi?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ondan sonra Türklük benim derin kaynağım, en derin övünç membaım oldu. Benim hayatta yegâne fahrim, servetim, Türklükten başka bir şey değildir. Türk, çetin işler başarmak için yaratılmıştır! Türk demek dil demektir” cümlesini benimsemiş her Türk gibi bizlerde bu doğrultuda hareket etmeye Allah ömür verdikçe devam edeceğiz. Asıl önemli cümlesi ise “Ben her şeyden önce bir Türk milliyetçisiyim. Böyle doğdum. Böyle öleceğim. Türk birliğinin, bir gün hakikat olacağına inancım vardır. Ben görmesem bile, gözlerimi dünyaya onun rüyaları içinde kapayacağım. Türk birliğine inanıyorum, onu görüyorum. Yarının tarihi, yeni fasıllarını Türk birliğiyle açacaktır. Dünya sükununu bu fasıllar içinde bulacaktır. Türk’ün varlığı bu köhne aleme yeni ufuklar açacak, güneş ne demek, ufuk ne demek, o zaman görülecek” şimdi sizin ya yolunuz bizim yolumuz değil ya da sizin döndüğünüz viraj başka yöne eğilim göstermiş.
Dün akşam oynanan maçta futbol sahalarında olanın dışında aslında bir şey olmadı. Ancak belli bir güruh bunu hemen bir Türk, Kürt meselesine çekmek istedi. Nedeni ise basit…
Önümüzde bir seçim var ve en iyi malzeme bu. Bu malzemeyi kullanmak isteyenler sürekli aynı cenahlar aslında. Bu ülkede Kürt sorunu olmadı, olmayacak. Ancak bu ülkede muhteşem derecede bir Türk sorunu var ve olmaya da devam edecek.
Bu sorunu da halk oluşturmadı maalesef. Bu sorunun temel kaynağı da siyasilerdir…
Bursaspor bir maçta misafir ettiği bir takımla maç oynuyor ve sahaya atılanlar ise su, meşale, koltuk parçası. Biz sahaya bıçak, demir, mermi atanları da gördük, stadyum içerisinde havai fişek atanları da.
Bu ülkede oynanan derbilere “Sulu derbi” ismini veren de bu basın. Sebebi de aslında belli sahaya atılanlardan dolayı. Kaldı ki o dönem sahaya binlerce meşaleler atılıyor, maç uzun süre duruyordu ama o zamanlar “Muhteşem atmosfer” diyen spikerler, şimdilerde ise “Faşizm” kelimesini diline dolamış vaziyette.
Evet olayların olmasını kimse istemez. Ancak tribün jargonu siyaset gibi değildir. Gittiğin deplasmanda nasıl karşılanırsan, öyle karşılarsın…
Bugün bu böyle, yarın da böyle olacaktır…
Fenerbahçe stadyumunda polis arabaları ters çevrildi ve yakıldı ama o tatlı su sanatçıları, sözüm ona hümanist kişilikler ve kendisini vatansever sanan bazı vekiller ses çıkaramadı neden biliyor musunuz? Çünkü o gün yaşananlar devlete karşı yapılmıştı. Dün yaşananlar ise bölücü terör örgütüne karşı yapıldı.
Yine İstanbul’da aynı terör örgütü Bursaspor-Beşiktaş maçında masum insanların canına kastetmiş, onlarca kişi şehit olmuştu. Yine Bursa’da bombalı eylemler yapmış masum insanları öldürmüştü. Bu şehrin evlatları elbette ki bu sloganları duyduktan sonra, canlı yayın sohbet odalarında şehit isimleri tek, tek sayılıp küfürler edilirse elbette bu maçın gergin geçmesi de normaldir.
Sanki Bursaspor gittiğinde güller ile karşılanmış, burada sorun olmuş gibi algılarla hareket etmenizin ne size ne de başkasına bir faydası yok, olmayacak…
Bursa şehri milliyetçi bir şehirdir. Elbette bu tür gerginlikler olacaktır. Bu şehirde amatör maçlarda bile Türk bayrağı asılması normaldir. Kaldı ki Türkiye’de bu bayrak kimi neden rahatsız eder?
Günler öncesinden 2, 3 sene önce Timsah Arena etrafında çekilen fotoğrafları paylaşıp “Geldik, geleceğiz, bilmem ne yapacağız” diyerek ortamı gerenler, maçtan bir gün önce “Şu saatte, şurada buluşalım” diye yazılar paylaşanları neden bu kadar çabuk yargı önüne taşımadınız? Orada oynanan maç öncesi böyle bir şey yaşansaydı yapanlar hala içerideydi.
Biz yaşananları tasvip etmiyoruz. Ancak birisi de çıkıp demiyor ki “Yahu taraftar anladık ama futbolcu neden gergin” bir sorsaydınız keşke 16, 17 yaşında ki çocuklara “Oğlum ne yaşadınız orada ki bu kadar gerginsiniz” bunu sorsaydınız zaten cevabı alırdınız.
Bursa’da oynanan birçok doğu takımlarıyla maçlar var. Tribün liderlerimizden Diyarbakırlı olanlar var. Esnaf, okul arkadaşı, iş arkadaşı, patronu, elemanı doğulu olanlar var. Bursa kardeşliğin şehridir. Deprem olduğunda nasıl hassas davrandıysa bu şehir, her fırsatta bunu yaptı, yapacaktır. Bursalıların hiçbir etnik kökenle sorunu olmadı, olmayacaktır. Bunu sorun edenlere bir sormak lazım sizin Bursalılarla sorununuz ne?
Dediğim gibi Bursa Milletvekilleri sınıfta kalmıştır. Özellikle ilk andan itibaren Bursaspor’u TFF ve Emniyete şikâyet edecek kadar sınıfta kalmıştır. Bursa ve Bursalılar bugünü hiçbir zaman unutmayacaktır.
İl, ilçe başkanları bir oy için uğraş verirken, Ankara’da oturduğunuz koltuktan bu kadar kolay harcamamalıydınız bu şehri. Önümüze gelecek sandık çeyiz sandığı değil hiç merak etmeyin. O sandıkta biz gereken hassasiyeti gösterecek ve Bursaspor atkısı, formasıyla gittiğimiz o sandıkta kime oy verdiğimizi kimse bilmeyecek ama kimlere vermediğimizi herkes anlayacak!
Bursa Türkiye’dir!
Bursaspor Türkiye’dir!