Bursaspor ve Bursa'nın sporunun ayrı, ayrı ele alınması lazım aslında...
Ülkenin her yerinde bir değişim söz konusu ve olmaz denilenler oluyor. BASKF seçimleri vardı dün akşam. Herkesin gözü, kulağı bu seçimlerdeydi. Malum Bursa'da faaliyet gösteren binlerce kulübün, on binlerce sporcunun geleceği açısından çok önemli bir seçim. Her ne kadar bu seçimlere çok fazla aldırış etmeyen bir kitle olsa da Bursaspor'un geleceğini de etkileyen seçimler bunlar.
Senelerce Bursaspor'a oyuncu yetiştirmiş, destek olmuş Bursa amatörünün kaderi 9 yıldır aynı kişinin ellerinde oyalandı. Oyalandı diyorum çünkü kime sorsam şikayetçi, kime sorsam rahatsızdı. Ben çok fazla bu tip seçimlere yorum yapan birisi değildim ama gerek listesinde olan sevdiğimiz insanlar, gerekse kendisiyle alakalı duyduğumuz yorumlar Çetin Yıldız'ın kazanmasının Bursaspor ve Bursa'nın sporunun geleceği açısından çok önemli olduğuydu...
Çetin Yıldız'ın Bursaspor'a faydası ne olacak diye soracaksınız muhakkak. En büyük faydası çıkmazda olan ve ciddi anlamda sorun yaşayan Bursa amatörünün sorunlarını giderebilecek bir yönetim kadrosuna sahip. Her biri kendi takımlarına büyük faydalar sağlamış, Bursa futboluna yaptıkları yatırımlarla hizmet etmiş insanlar. Bursaspor'u besleyecek potansiyeli Bursa'da tekrar canlandıracak bir yapı kuruldu. Bakalım Yıldız yönetim dağılımını yaparken nelere dikkat edecek ve nasıl yön verecek orası da ayrı muamma ama Yıldız'ın başarılı olacağına inanıyor ve yeni dönemde medya olarak elimizden gelen desteği hem kendisine hem de Bursa amatör spor kulüpleri camiasına vereceğimize söz veriyoruz. Yeni dönemin Bursa'ya ve Bursa futboluna hayırlı olmasını dilerim şimdiden...
Çetin başkandan öncelikli isteğim ise Avrupa'da yaş ortalaması 11'e kadar düşen futbolda, Bursa özelinde 11, 12 yaş gurubunu önemsemeyen zihniyeti ortadan kaldırmak. Yazın sıcağında tam 39 derecede ufacık çocukları sahanın ortasına dikmek, kışın ortasında okul saatinde ligleri başlatmaktan umarım vazgeçen bir federasyon olur. En büyük sıkıntılardan birisi de saha içerisinde yaşanan nitelikli kişi sayısı. Hakemler zaten bir ligde peş, peşe 3, 4 maç yönetiyor. Bu konuda da bütçe ayarlanıp her maça ayrı hakem atanmalı. Bu çok önemli bir unsur. Sonra kendi, kendimize "Neden hakem yetişmiyor" diye söylenir, dururuz. Diğer bir konu ise gözlemci, temsilci, saha komseri konularında da artık yenilik şart. Bu anlamda da öncü olacağına eminim. O konuda da işini çok iyi yapanlar var, bir de "170 TL ücrete bu kadar" diyen bazı abilerimiz. Bu hususlar çok önemli. Bursa'da sporcu yetiştirecek ve Dünya'ya tekrardan Bursaspor üzerinden futbolcu çıkaracaksak bunun yolu budur. Ayrıca ve son olarak sizden ricamız basına daha çok bilgi paylaşımı yapmak. Kapalı kutu kalıp, uzak durmak olmuyor. Belirlenen 3, 5 kişinin dışında organizasyona insanlar çağırılmıyor. Seçim zamanları gazetecileri salonlara doldurmak olmuyor. Siz yeni düzende bu değişimle bunu başarabilirsiniz...
Umarım artık amatör kulüplerin sıkıntıları son bulur. Ayrıştırıcı bir tutum değil, birleştirici tutumla yol alınır...
HAYDİ TİMSAH!
Sene başından beri söylediğim bir konu var ve takip eden arkadaşlarım bilir "Bizim rakibimiz, biziz" evet bu cümlede ısrarcıyım...
Bursaspor'un bu ligde en büyük rakibi kendi camiasıdır. Bir maçta bir futbolcuyu, hocayı, yönetimi göklere çıkartıp, bir maçta yerle bir edebiliyoruz. Nitelikli kişiler kulübe girdikçe rahatsız oluyor, bu anlamda hemen organize şekilde üzerine yürüyoruz. Niteliksiz insanların o konumlarda olması için uğraşıyoruz. Senelerdir hiç akıllanmadık, akıllanmayacağız. Hep üzerinde durduğumuz konu gerçekleşti. Bursaspor'un sahibi olduğunu iddia eden eski tayfa gitti, temiz ve genç bir nesil geldi. Olmaz denileni başaran bu insanlara destek olurken onlara kötülük yapmayalım. Olmaz işleri başarıyorular ama daha fazlasını isteyerek onları da zor durumda bırakmayalım. Yapamadıklarında ettiğimiz hakaretleri hepimiz okuyoruz, bundan vazgeçelim. Biz 2010'da bunu başarırken birleşerek başardık, aynı bugün yaptığımız gibi.
Özellikle sosyal medyada açılan her sayfanın arkasından ilerliyoruz. Sayfayı yöneten 15, 16 yaşında ki çocukların "Yönetim bilmem ne" mesajı attığında başlıyoruz aynısını yazmaya. Bakıyorum koca, koca adamlar bunlara düşüyor. Yapmayın abiler, arkadaşlar...
Bursaspor'a yön verecek adamlar "Bilmem ne edit, Bilmem ne teksas" diye sayfalar açarak yazmaz.
Bursaspor'a bir çağrım daha var...
Madem birlik, beraberlik senesi bu sene ayda bir defa stadyumda yapılacak bir antrenmana taraftar alalım ve gönüllerince takımı bağrına basmalarına olanak sağlayalım. Sadece maç günleri taraftarın karşısına çıkarmayalım takımı. Bu anlamda da yönetimin bir şeyler yapacağına inancım tam. En azından bunu bir klasik haline getirip, hedefe uzanan yolda her ay yaparak yeni nesil Bursasporlular yetiştirelim. Bu sene bir çok çocuk Bursasporlu oldu, olmaya da devam ediyor.
İLÇELERİN ÖNEMİ
Aslında bir diğer hususta Bursasporlu iş adamları dernekleri, taraftar dernekleri gibi etkileşimi yüksek STKlara...
İlçelerde durum kötü. Her an şehir merkezine gelemiyorlar ve ürün tedariği konusunda sıkıntı yaşıyorlar.
"İlk forman benden" kampanyası gibi bir şey yapılmalı ve köy okullarına dağıtılmalı. Örnek olarak Harmancık Belediye Başkanıyla irtibat kurulup belirlenecek okullara gerekirse maaliyetine forma aldırıp bir kaç futbolcuyla birlikte dağıtılmalı. Merkezde yönetimden tanıdığı olan okul veya kolejlere gitmek yerine Dağ ilçeleri daha manidar olacaktır. Aynı şekilde taraftar dernekleri de bunu gerçekleştirebilir. BURKÜP mesela... Senelerdir var olan bir kuruluş. Ellerini taşın altına koyarak bir okul seçip bunu başarabilir. Nasıl ki Avrupa Teksas, Avrupalı Bursasporlular bunu onca mesafeden hiç gelmeden toplu kombine alıp, minik taraftara dağıtabiliyorsa. İnegöl'de Metin Yüksek hocanın öğrencilerini giydirebiliyorsa. Kaldı ki köy okullarında öyle binlerce çocukta yok. Acilen bu hususta bir şeyler yapılmalı...