Bursa’da amatör maçlar başladı. Her mahalle, her ilçe muhakkak ki maçlara doyacak. Sahada üzüntüler, sevinçler yaşanacak. Çoğu ilçede kutlamalar olacak, semtlerde besteler söylenecek. Bursa amatörünün kalbi Atıcılar, Fethiye, Gürsu, Kestel, İnegöl başta olmak üzere çoğu duygu yaşanacak ama…

Aması var bu işin…

Özellikle Bursaspor’un içinde bulunduğu durum maalesef ki şehrin futbola bakış açısını da değiştiriyor. İnsanlar kendi semt, ilçe takımlarına destek vermek istese de maalesef mutsuzluk hakim oluyor. Özellikle eskiden olan ve ciddi anlamda yara alan “Seni Bursaspor’a alırlar” cümlesi yerini artık başka takımlara bıraktı. 

Önceleri Bursaspor markası için çocuklar yeşil sahalarda ter döküyordu. Alt yapı hocalarından birisi bile tribünde gözükse “Acaba kimi izlemeye geldi” denirdi. Sonrasında bu durum tamamen ikinci plana itildi. Şimdilerde alt yapı hocaları maçlarda gözüktüğünde “Acaba hangi takıma gitmeye çalışıyor” denilmeye başlandı. Bunu kendi kulaklarımda duymakta bana ciddi derecede acı veriyor. Sizler için ne değişti bilmem de Bursaspor ile birlikte dengelerde değişti Bursa’da. 

Önce İstanbul kulüpleri girdi Bursa’nın sokaklarına, sonrasında Ege takımları cirit atmaya başladı derken bir baktık ki Türkiye’nin bütün kulüpleri Bursa’da futbol okulu ve daha kötüsü anlaştıkları bazı semt takımlarıyla liglere katılmaya bile başladı. Bu da yetmedi kalkıp tesis bile kurdular. Bursa’da olan cevheri alt yapıda yaşanan geçmiş dönemlerde ki torpil konuları yüzünden ellerimizle başka kulüplere sunmaya başladık. Bursa’nın öz evlatları, antrenörler bile alt yapıda yer bulamayınca o cevherleri bile Ege kulüplerine kaptırmaya başladık. 

Artık Bursa’da amatör çocuklara hocaları “İyi oynarsan Bursaspor kapısı açılır” cümlesi kurmak yerine “İyi oynarsan BAL’da şu alır, şu kulüp seni götürür” demeye başladı. İş bu noktalara kadar geldiyse daha anlatılacak çok bir şey yok!

Bizim acilen buna çözüm bulmamız gerekiyor. Bursaspor küçük olsun, bizim olsuncular artık bu zihniyeti bir kenara bırakıp hafta sonu maçlara bütün hocalarını yollamalı. Geçtiğimiz yıl futbol okullarından sorumlu hocaları, kurul başkanlarını atıcılara 2012 doğumlu çocukların maçlarına çağırdık ama dinleyen olmadı. Bir, iki maç gözüküp kayboldular ortadan. Her ne kadar kızsam da Altınordu’nun Bursa temsilcisi Ceyhun Hocaya helal olsun. Bir an bile ayrılmadı ve bunun da meyvesini yedi. Yemeye de devam edecek gibi duruyor. Bizimkiler ise geçtiğimiz sene posasını yemişti bakalım bu yıl ne yapacak!

YILDIRIMSPOR GERÇEĞİ!

Bu arada Bursaspor her ne kadar kötü gidişatını sürdürse de Yıldırımspor gerçeği var Bursa’da. Yıldırımspor tüm gücüyle saldırıyor bulunduğu ligde. Bütçeye bakınca insan demek ki milyonları harcamadan da izleyenlere keyif veren takımların kurulacağını görüyor. Bu bana bir kez daha acı veriyor. Ekrem Senal ve Burak Selamet’in yola çıkardığı ve 3 senedir başarılı sezon geçiren bu takım muhteşem bir yönetimle ilerliyor. Bu yönetimin de her biri ayrı, ayrı Bursasporlu. Dışarıda kurulan cümlelerin gerçeği yansıtmadığı da buradan belli zaten. Yıldırımspor yeni bir Bursaspor değil, olmayacakta. Yönetimde olanların her birisi Bursaspor için her sene yapması gerekeni yapıyor ve yapacaktırda. Dediğim gibi Ekrem Senal’ın Karacabey Belediyespor atağı da Bursa sporuna, futboluna verilen değeri göstermiyor mu? Bursaspor bir gün başarılı olacaksa ilçeleriyle, semtleriyle ve kendi öz evlatlarıyla dönmeyecek mi? İşte bu noktada Ekrem Senal, Burak Selamet gibi başkanlar lazım olmayacak mı? Bursaspor’a destek verirken, buralara da vermeyi unutmayalım. İnşallah Burssaspor hak ettiği yere dönecek ve o günlerde buralarda oynayan evlatlar çok değerli olacak.