3.Ligde futbolu geriye düşüren birçok neden var. Bunların bazıları saha zemini ve sahadaki olaylarla ilgili bulunuyor. Birkaç yazım ve programlarımızda bunları söylemiş ve yazmıştım bir kez daha yazayım belki bir işe yarar.
Türkiye’de hiçbir futbol maçı yeterli sürede oynanmıyor. Maçların sonuna eklenen 3 - 5 dakika da bu kayıpları kapatmaya yetmiyor. Bunun çeşitli nedenleri var ama en yaygın olanları üç tane Hakeme itirazla kaybedilen zaman Gol sevincinin uzamasıyla kaybedilen zaman Sakatlık bahanesiyle yerde yatmaların yarattığı zaman kayıpları. Bunların her üçü de inanılmayacak kadar fazla süre çalınmasına yol açıyor. İlk ikisinin hiçbir toleransa yer bırakmayacak biçimde uygulanacak sarı kart cezasıyla çözümlenebileceğini düşünüyorum. Sonuncusu için bir çözüm önerim var ama ondan önce olayın nasıl olduğunu aktarmaya çalışayım.
Özellikle Tff 3.Lig maçlarındaki kronik sorunlardan biri halini aldı skor üstünlüğünü eline alan takımın oyuncuları en ufak bir temasta hatta bazen temas olmadan kramp bahanesiyle kendisini yere bırakıyor ve bu yolla oyunun 2 – 3 dakikasını çalıyor. Bu tür sakatlıkların sahte olduğunu, oyundan sakatlanıp çıkan oyuncunun saniyeler içinde tekrar oyuna dönmesinden anlamak mümkün. Çözüm önerim şu Sakatlanıp da oyundan çıkan oyuncunun maça yeniden dönmesi için en az 3 dakika dışarıda kalması ve tedavisinin yapılması kural haline getirilmeli. Süreyi 4’üncü hakem tutabilir. Bu bir ceza olarak uygulanmamalı, bir sağlık kuralı haline getirilmeli. Böylece takımını en az 3 dakika 10 kişi oynamak zorunda bırakmamak için sahte sakatlanma yoluna giden oyuncuların bu davranışa son vereceğini düşünüyorum. Dünyada böyle bir uygulama yok. Bunu uygulanır hale getirip kulüplerin de kabul eder yada etmezliği tartışılır mı bilmiyorum. Çünkü bu tür sahte sakatlıklar bizde ve bazı ülkelerde var. Avrupa ülkelerinin çoğunda bu tür yaygın uygulamanın olurluğuna rastlanmıyor. O nedenle eğer bunu süper denilen ligde bir kural olarak kabul ettirmek mümkün değilse de durum açıklanarak, Tff Alt Ligleri üzerinde bu uygulama için özel izin alınabilir diye düşünüyorum. Alınacak kararın tek sakıncası maçların bitiş sürelerinin birbirinden farklı zamanlarda olması olacaktır.Buda saha içinde verilen mücadeleye değil saha dışı etkenlerin işine gelmeyebilir.
Futbolda bütün hedef takımları topa sahip olma oyunu oynuyor. Bu güzel. Ben de bu takımları izlemeyi seviyorum Ama 3.lig özelinde kimse bu işe topa sahip olma takımı olarak başlayamıyor. Futbolda başlama düdüğünden sonra şunu söyleyemezsiniz evet top hep bizim kontrolümüzde rakip artık bizi beklemek zorunda Dolayısıyla rakip takımın gol atmasını beklemekten önce savunmayı sağlama almaya çalışmalıyız topa en çok sahip olan takım olmamıza rağmen hızlı oynama çabası pas hatalarını da beraberinde daha çok getiriyor ve takım pas isabet oranında eksiye düşüyor izlenimi veriyor Buna karşılık maçın ilk yarım saatlik diliminde takımımız özellikle koşu mesafesinde ligin zaten üstünde takımın sahada gösterdiği efor herkeze keyif vermeye devam ediyor. Zira topa sahip oldukça biraz daha azalması gereken kat edilen koşu mesafesinde düşüş olmuyor,
rotasyon ve 30 haftalık ligde ilk 11’ler itibarıyla maçın son bölümünde hem taktiksel hemde oyuncu değişikliğinin yapılması fiziksel anlamda bazı oyuncular özelinde sıkıntıları daha net ortaya çıkardı. Hafta sonu maçının gelecek olmasıyla birlikte başlayan sakatlık ve kart krizleri takımın belini bükememeli sahadaki gösterilmesine özen gösterilen coşkulu futbolun önüne geçmemeli. Efor ve yüksek performans, son maçta dahil zemine rağmen beklenen topa sahip olma oranımızda çok fazlaydı. Maçta bir denge gerekiyordu ve aslında o denge de kendiliğinden attığımız çok klas vuruşun ardından ilk golle net şekilde ortaya çıktı. Ligin genelinde topa sahip olan ve özellikle bunun sonucu olarak derinde savunma yapan düşük profilli takımlara karşı zorlanmadan sonuca ulaşmak cok kıymetli sakatlık ve kart cezalısı oyuncusunun olması P.Martin Batalla’nın takımı tekrar dizayn etmesi için bir fırsat olurmu bunu hafta sonu net şekilde göreceğiz
Yenilmezliği Ergene Velimeşe spor maçıyla taçlandırdı...
Fakat aldığımız galibiyet sahada görece düşük profilli takıma karşı gelmesi de bazı gariplikleri ortaya koyuyor gibiydi.
P.Martin Batalla şu ana kadar elde ettiği şeylerden daha fazlasını istiyor ve daha fazlasına sahip olduğunu düşünüyor. Belki de hayalinde oynattığı oyuna yaklaşmak var. Bunun için kadro yeterliliği elbette tartışmaya bence kapalı .Kaldı ki rakiplerin de özel reaksiyonuyla topla daha fazla oynamak durumunda olan BURSASPOR’umuzun direkt oyunundaki keskinliğini kaybetme ihtimali de çok düşük gibi duruyor. Fakat bu ligi kazanmak istiyorsa bu lig’deki hedef maçlarından ziyade lig’deki görece küçük maçlarda puan kaybı yapmamak ana hedefi olmalı ve bu sezon şu ana kadar bunu başarmış görünüyor. Kendi istekleriyle rakibine topu bıraktırmayı başarmış olan teknik adam ortaya gerçekten klas bir karma yapı çıkarmış durumda ve kendisi için bir sonraki aşamaya bence çoktan hazır.
Hafta sonu evimizde oynayacağımız maçta tüm futbol yayıncı ve otoriteleri bu sezon sıklıkla karşı karşıya gelecekleri bir Yeşil Beyaz İzdihama daha hazır olmalarında fayda var ...
Son Sözü Yok ki Bu Aşkın Bize...